14. Hukuk Dairesi 2015/17726 E. , 2018/4519 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.03.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkiline ait 27559 ada 21 ve 23 parsel sayılı taşınmazların genel yola çıkışının bulunmadığını ileri sürerek uygun bir bedel karşılığında davalılara ait taşınmazlar üzerinde müvekkiline ait taşınmazlar lehine geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu 20 parsel aleyhine daha önce mahkeme kararıyla aynı yerde bulunan 22 parsel lehine geçit hakkı kurulduğunu, 20 parsel sayılı taşınmazdan ikinci kez geçit verilmesi halinde hakkaniyete aykırı bir durum ortaya çıkacağını, başka alternatiflerin değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş; davalılar ... ve ..., kendi parselleri üzerinde geçit hakkı kurulmasını istemediklerini belirtmiş; davalı ... mirasçıları ise davacının taşınmazlarından geçmesine bir diyeceklerinin olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacıya ait dava dilekçesinde bilgileri yazılı taşınmazlar lehine 08.05.2014 tarihli bilirkişi raporu ve ekli krokisinde 2. alternatif olarak gösterilen 426,77 m2"lik kısımda aynı yer 20 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalar, ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle ... alanlarında, nihayet bir ... aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; aleyhine geçit kurulan 20 parsel sayılı taşınmazın güneyinden daha önce komşu 22 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit kurulduğu, ancak aynı parsel aleyhine taşınmazın kuzeyinden bu kez davacıya ait parseller lehine geçit tesis edildiği anlaşılmaktadır. Davalı 20 parsel sayılı taşınmazın ekonomik değeri bakımından hem güneyinden hem kuzeyinden geçit kurulması aleyhine olacağından mahkemece, öncelikle davalı 20 parsel sayılı taşınmazın güneyinden daha önce 22 parsel sayılı taşınmaz lehine kurulan geçide bağlanacak şekilde bir alternatifin değerlendirilmesi; mümkün olmadığı taktirde tespit edilen diğer geçit alternatiflerinin veya yeni belirlenecek alternatiflerin değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de davacı, maliki olduğu 21 ve 23 parsel sayılı taşınmazlar yararına geçit kurulmasını istediği halde yalnızca 21 parsel yönünden hüküm kurulması ve davacının lehine geçit istediği 23 parsele ulaşacak şekilde geçit tesis edilmemesi de hatalı olup mahkemece, geçit hakkının taşınmaz yararına kurulması gerektiği de dikkate alınarak gerekirse davacıya ait 23 parsel lehine 21 parsel üzerinden geçit kurulmasının düşünülmemesi de doğru görülmemiş; bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.