22. Hukuk Dairesi 2015/27754 E. , 2018/6423 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaları ve manevi tazminat talebinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının işverenin güvenini kötüye kullandığından iş akdinin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, somut olayda feshe konu edilen eylem güven zedeleyici ise de, eylem ile yaptırım arasında orantısızlık bulunduğu değerlendirilmekle işverenin davacının iş akdini haksız nedenle feshettiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işveren tarafından feshinin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunmasının işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Somut olayda davacı davalı şirkete ait ayakkabı mağazasında 1 yıl 5 ay süre ile mağaza müdürü olarak çalışmış olup iş sözleşmesi "mağazada 850,00 TL bedelle satışa sunulan ... markalı botun 24.11.2010 tarihinde stoklarda 1 adet görünmesine rağmen davacının reyonda teşhir etmeyip tükenmiş göstererek işveren izni ve bilgisi olmaksızın kendi namına satın almak için sakladığı, mağazanın bir günlüğüne %50 indirime girdiği gün teyzesi adına satın aldığı, eylemin doğruluk ve bağlılığa uymadığı gibi işyerinin daha yüksek bir karla satacağı ürünü kendi menfaati için saklamasından ötürü işvereni zarara uğrattığı” gerekçeleri ile davalı işveren tarafından feshedilmiştir. Davacı cevabi ihtarnamesi ve dava dilekçesi ile, ilgili ürünün mağazanın %50 indirime girdiği gün tarafından satın alındığını, ... AVM de düzenlenen araba çekilişine mağaza personelleri katılamadığından faturayı teyzesi adına kestiğini, belirtilen tarihte stokta 2 adet aynı ayakkabıdan göründüğünü, diğer botun işveren tarafından satın alındığını, aynı bota sahip olması sebebi ile hakkında kararlama yapıldığını, işveren yetkililerince mağazada çalışan personelin alışveriş yapamayacağı, ürünlerden satın alamayacağına dair bir yasak getirilmediğini ve botu satın aldığı tarihe kadar da açıklanmadığını belirtmiştir. Davalı tanığı..., “ davacının satın altığı botun depoda durduğunu, davacının satın alırken stoktan düşürüldüğünü, davacının bu botu satın almak için kendi adına ayırdığını bizzat kendisinin gördüğünü, davacının kendisi için aldığı botun vitrinde ve teşhirde olmadığını”, Davalı tanığı ... ise “davacının çok satan yarım bayan botunu kendisine indirimden 1-1,5 ay önce depoya ayırdığını, daha sonra o ürünü bizzat satın aldığını gördüğünü ve giyerken de gördüğünü, iş yerinde indirimden önce çalışanların ürün satın almak isterse mağaza müdürüne ya da iş verene sorduklarını, onun iznini aldıktan sonra o ürünü aldıklarını, iş verenin mağazaya geldiğinde davacının aldığı ürünü ayağında gördüğünü bu olaydan dolayı davacının iş akdinin feshedildiğini, iş yerinde indirim başlamadan önce indirim döneminde satın alınmak üzere satılacak ürünlerin çalışanların indirim döneminde satın alması için daha önce ayırmalarının yasak olduğuna dair yazılı bir düzenleme olmadığını ancak sözlü olarak çalışanların ürünleri ayırmasının yasak olduğunun kendilerine bildirildiğini, davacının söz konusu botu kendisine ayırdığını, bilgisayar stoklarında bu botun göründüğünü ancak kendisine ayırdığı botu başka bir müşteriye satmasının mümkün olmadığını “ beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre davacının müdürlüğünü yaptığı mağazada çok satılan ürünlerden olan bir bayan boyutunu kendisine ayırarak mağazanın bir günlüğüne %50 indirime girdiği gün satın aldığı, ürünü ayırmasa idi indirimden daha önce indirimsiz fiyatı ile satılabileceğinin anlaşıldığı, davacının bu eyleminin kötü niyetli olduğu, işverenle güven ilişkisinin zedelendiği ve diğer çalışanlara oranla müdür olarak çalışan davacının iş yerindeki davranışlarının örnek teşkil etmesi gerektiği ve daha dikkatli olup işverene zarar verecek ve risk altına sokabilecek davranışlardan kaçınması gerektiği bu nedenle davacının feshe konu eylemi, doğruluk ve bağlılığa uymayan fiillerden olup mahkemece eylem ile yaptırım arasında orantısızlık bulunduğu değerlendirilerek işverence yapılan feshin haksız kabul edilmesi isabetli olmamıştır. Dolayısıyla, feshin haklı nedene dayandığı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.