11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/203 Karar No: 2018/4144 Karar Tarihi: 03.05.2018
Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/203 Esas 2018/4144 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi, vergi usul kanununa muhalefet suçundan sanığı mahkum etmiştir. Ceza Genel Kurulu'nun belirttiği gibi, adli tatil sırasında yapılamayan yargılamalarla ilgili kararların tebliği, tatilden önce gerçekleştirilmelidir ki süre işlemeye devam etsin. Bu süre, adli tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzayacaktır. Bu durumda, sanıkın temyiz başvurusu süresinde yapılmıştır. İlgili suçun cezasının türü ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu zamanaşımı, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleşmiştir. Bu nedenle, sanıklara yüklenen suçun bir kısmının düşürülmesine karar verilmiştir. Bu karar, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince verilmiştir.
11. Ceza Dairesi 2018/203 E. , 2018/4144 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 10.04.2007 tarih, 2007/78 Esas ve 2007/85 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere “Hüküm tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 331. maddesinin 1. fıkrasında: ceza işlerini gören makam ve mahkemelerin her yıl ağustosun birinden eylülün beşine kadar tatil olunacağı, 2. fıkrasında: anılan makam ve mahkemelerin bu süre içinde, sadece soruşturmaları, tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaları ve ivedi sayılacak diğer hususları yerine getirecekleri belirtilmiş, 4. fıkrasında ise: adlî tatile rastlayan sürelerin işlemeyeceği, bu sürelerin tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılacağı ifade edilmiştir. Bu düzenlemelere göre, adlî tatil içinde görülebilen işler yönünden 4. fıkra hükmü uygulanmayacak, bu tür dava ve işlerle ilgili süreler adlî tatil içinde de işleyecektir. Sürenin uzaması kuralının uygulanabilmesi için, adlî tatil içinde görülemeyen dava ve işlerle ilgili kararın tebliğinin tatilden önce gerçekleştirilmesi, işlemeye başlayan sürenin adlî tatil içinde sona ermesi gerekir. Bu takdirde tatilden önce işleyen kısma bakılmaksızın, süre, adlî tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzayacaktır. Öte yandan, adlî tatilde görülemeyen davalarla ilgili kararların, adlî tatile rastlayan dönemde tebliği geçerlidir. Ancak adli tatilde süre işlemeyeceği için, bu durumda mehil adlî tatilin bitiminden itibaren başlayacaktır.” şeklindeki kararı gözönünde bulundurularak somut olay değerlendirildiğinde; yargılaması adlî tatil içinde yapılamayan bir davaya ilişkin gerekçeli karar 28.07.2017 tarihinde sanığa tebliğ edilmiş, sanık da 07.09.2017 tarihinde hükmü temyiz etmiştir. Adlî tatil içinde süre işlemeyeceğinden, yedi günlük temyiz süresinin adlî tatilin bittiği tarihten itibaren hesaplanması gerekir. Bu durumda, sanık ...’ın 07 Eylül 2017 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanıklara yüklenen “2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık ...’ın ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarıca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 03.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.