22. Hukuk Dairesi 2017/25649 E. , 2020/1425 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı belediyede işçi olarak çalıştığı dönemde ödenmediğini iddia ettiği fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili ücret alacakları, ilave tediye ve ikramiye alacağı ile yakacak, elbise, bayram ve öğrenim yardımı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iddialarının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, taleplerinin zaman aşımına uğramış olduğunu, müvekkili belediyenin resmi bir kurum olduğunu ve her türlü çalışma usul ve esaslarının resmi mevzuatına uygun olduğunu ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak hafta tatili ücret alacağı talebinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının fazla mesai ücretinin hesaplanması konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, haftanın 7 günü günde 12 saat çalıştığını, her hafta 1 gün mesai bitimi ile birlikte nöbet tuttuğunu, bu nöbet günlerinde akşam 17.00 den sabah 08.00’ e kadar çalışıp 1 saat yemek arası verdikten sonra tekrar günlük mesaisine devam ettiğini iddia ederek fazla mesai ücreti talebinde bulunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftanın 6 günü 08.00-17.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile çalışarak haftada 3 saat fazla mesai yaptığı tespit edilmiş ise de dosyada davacının da adının yer aldığı ve belediye tarafından onaylandığı anlaşılan bir kısım nöbet çizelgelerinin bulunduğu ve ayrıca davacı ve davalı tanık beyanlarına göre de davacının fen işlerine geçtikten sonra ayda 2 kez nöbet tuttuğu anlaşılmıştır. Bu itibarla çizelge olan dönem yönünden çizelgelere göre, çizelge olmayan dönemlerde de gerekirse tanıklar yeniden dinlenerek ve varsa davalı belediyeden de kayıtlar istenerek davacının fen işlerine ne zaman geçtiği tam olarak tespit edildikten sonra bu dönem yönünde de davacının ayda 2 kez nöbet tuttuğu kabul edilerek yeniden bir değerlendirme yapılmalı ve davacının fazla mesai ücret alacağı hesaplanmalıdır.
Anılan hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının sosyal yardım alacakları ve ikramiye ile ilave tediye ücret alacaklarının ödenip ödenmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır .
İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 37. maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının çalışma süresince hak kazandığı ikramiye, ilave tediye ve sosyal yardım alacakları (yakacak, bayram, elbise, öğrenim gibi), anılan alacakların ödendiğine dair işverence sunulan davacının imzası bulunan ödeme belgelerindeki miktarlar mahsup edilerek hesaplanmıştır ancak davalı tarafça bu alacakların ödendiği ile ilgili davacının da adının yer aldığı toplu ödeme emir belgeleri ile yapılan ödemenin Halk Bankası hesabına yapıldığına dair toplu miktarı gösteren dekont dosyaya sunulmuş olup bu ödeme tutarları yapılan hesaplamada dikkate alınmamıştır. Örneğin; 17.11.2011 tarihli ödeme emri belgesinde 10 işçinin ikramiye ödemesinin 31.395,38 TL olduğunun belirtildiği, ekinde yer alan listede davacı adına 3.465,94 TL alacağın yazılı olduğu ve Halk Bankası dekontuna göre de toplu olarak belirtilen miktarın kapatılan ... Belediyesi tarafından ikramiye açıklaması ile banka hesabına yatırılmış olduğu görülmüştür. Bu durumda, toplu ödeme emir belgeleri ekinde yer alan listelerde davacı adına hesap edilen tutarın davacıya ödenip ödenmediği Halk Bankasından ve davalı Belediyeden sorularak varsa davacı adına ödeme yapıldığını gösterir hesap özeti veya dekont suretlerinin dosyaya eklenmesi ile ayrıca davacıdan da bu ödemelerin yapılıp yapılmadığı hususu sorulmak sureti ile belirtilen ilave tediye, ikramiye ve sosyal yardım tutarlarının ödenip ödenmediği tespit edildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 03.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.