13. Hukuk Dairesi 2015/22276 E. , 2017/9563 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, davalı şirket ile aralarında 13.06.2007 tarihinde hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, davalı şirket bünyesinde çalışan dava dışı işçi tarafından sendikal nedenle iş akdinin haksız nedenle feshedildiği gerekçesiyle ... 13. İş Mahkemesi’nin 2009/103 E. sayılı dosyası müvekkil kurum ve davalı aleyhine dava açıldığını, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ve başlatılan icra takibi sonucu ödeme yaptıklarını ileri sürerek dava dışı işçiye yapılan 17.046,61 TL’nin davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı ile aralarında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, davalı alt işveren bünyesinde çalışan işçinin iş akdinin sendikal faaliyet nedeniyle haksız feshedilmesinedeniyle açılan dava sonucu dava dışı işçiye yaptığı ödemenin davalı alt işverenden tahsili amacıyla eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, dava dışı iş akdinin feshedilmesinde davacının bir kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Bu cümleden olarak, taraflar arasında tanzim edilen 13.06.2007 tarihli hizmet alımları sözleşmesi ve eklerinde, ayrıca sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan kamu ihale genel tebliğinde, sendikal faaliyet nedeniyle işçinin iş sözleşmesinin haksız feshedilmesi nedeniyleödenen tazminattandavalı şirketin sorumlu olacağına ilişkin hüküm bulunmadığı, ancak 23. maddede; yüklenicinin çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarının genel şartnamenin 6.bölümünde belirlenmiş olduğunun belirtildiği, genel şartnamede ise; yiyecek, kılık kıyafet, sağlık v.b hususlarda yüklenicinin sorumlu olacağına dair hükümler mevcut olup, sendikal faaliyet nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilmesi sonucu ödenecek tazminat v.b diğer hususlarda sorumluluğun kime ait olacağı hususunun düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Sözleşmelerin diğer hükümleri incelendiğinde, davacı Bakanlığın çalıştırılacak işçiler ile ilgili işe başlama, çalışma koşulları, denetleme, mali haklarının ödenmesi ile ilgili denetim ve kontrolün tamamen elinde bulundurduğu ancak taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, işçilerin iş akitlerinden doğacak tazminattan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenlemenin bulunmadığı görülmektedir. Dairemizce aynı nitelikteki sözleşmeden kaynaklanan ve işçilerin iş mahkemesinde açtığı benzeri davalarda, işveren kurum ile yükleniciler arasında sözleşmelerin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmayıp muvazaa olduğu sonucuna varılmış ve benzeri kararlar derecattan geçerek kesinleşmiştir. Hal böyle olunca tacir olan davalının çalıştırdıkları işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat haklarından sorumlu olacaklarını bilebilecek durumda olduğu ancak, davacı Bakanlığın da asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki kesinleşen ... 13.İş Mahkemesi’ne ait 24.09.2010 tarih ve 2009/103 Esas ve 2010/755 Karar sayılı karar ile tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği de anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davalının bu ilkeler çerçevesinde sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken, aksi düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.