20. Ceza Dairesi Esas No: 2016/2667 Karar No: 2017/2657 Karar Tarihi: 26.04.2017
Uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/2667 Esas 2017/2657 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın Adıyaman Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü tarafından gönderilen çağrıların tebliğ edilmediği gerekçesiyle hükümle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin yerine getirilmesi için gerekli başvuruda bulunmasının sağlanmadığı belirtilerek hükmün bozulması kararlaştırılmıştır. Ayrıca, TCK'nın 191. maddesinin 8. fıkrasında yer alan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçları için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi gerektiği, 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etme durumunun sanığın ilk ihtarata uymaması olarak kabul edilemeyeceği yargılanmıştır. Kanun maddeleri olarak 5237 sayılı Kanun'un 191. maddesinin 8. fıkrasının (a) bendi ve 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu'nun 5/2. maddesi belirtilmiştir.
20. Ceza Dairesi 2016/2667 E. , 2017/2657 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : 1. Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma Hüküm : Dönüşen suç vasfına göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 1-Suç tarihi olan 11.01.2013 tarihinden sonra 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinin 8. fıkrasının (a) bendinde "188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, "...suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir". Şeklindeki hükmün değerlendirilmemesi; Kabule göre; 2- Sanığa Adıyaman Denetimli Serbestlik müdürlüğünce düzenlenen uyarılı davetiyenin sanığın bilinen son adresine gönderildiği, tebligat memurunca Tebligat Tüzüğü"nün 28 ve 55. maddelerinde öngörülen şekilde gerekli araştırmalar yapılmadan “Muhatap tanınmıyor” yazılarak iade edilmesi üzerine, aynı adrese Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre yapılan tebligatın geçerli olmadığı bu duruma göre, hükümle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin yerine getirilmesi için gerekli başvuruda bulunması sağlanmak üzere ilgili Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğünce gönderilen çağrı kağıdının da aynı şekilde Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine aykırı olarak tebliğ edilmesi, böylelikle, söz konusu çağrıdan usulüne uygun olarak haberdar edilmemiş olması nedeniyle, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu’nun 5/2. maddesi uyarınca, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine ilişkin “yükümlülüğünü ihlal ettiğinin” kabul edilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı biçimde hüküm kurulması, 3- 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır" hükmü gereğince sanığa Adıyaman Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünün 04.10.2013 tebliğ tarihli uyarı davetnamesi ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu; ancak sanığın yasal sürede müracaat etmemesi üzerine, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtarat gönderilmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın ilk ihtarata uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 26.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.