Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/3198 Esas 2016/4981 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3198
Karar No: 2016/4981
Karar Tarihi: 10.11.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/3198 Esas 2016/4981 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2016/3198 E.  ,  2016/4981 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife üye olduğunu, kooperatif genel kurulunca belirlenen 800,00 TL aidat borcunun tahsili için davacı aleyhine icra takibi başlattığını, kötüniyetli olarak ayrıca alacak davası açtığını, daha sonra mahkeme ilamına dayalı olarak müvekkili aleyhinde takip başlattığını, faiz işlemesi devam eden takipten vazgeçen davalı kooperatifin asıl alacağa faiz yürütülmesine devam ettiğini, aradan iki yıl geçtikten sonra 07.02.2007 tarihinde bu borcu dava konusu yaptığını, ... sayılı kararında belirlenen 4.057,44 TL"nin bir ay içinde faiziyle birlikte 16.000,00 TL"ye yakın bir rakama çıkartıldığını, %144 faiz işletilmesini kabul etmediklerini, kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, gerçek borç miktarının tespiti ile iptali hacizlerin feki ve %40 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının icra mahkemesinde yaptığı şikayetin reddedildiğini, dava konusunun kesinleşmiş mahkeme ilamı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın, davacı tarafından davalı aleyhine borçlu olmadığının tespiti talebi ile açılan menfi tespit davası olduğu ancak kesinleşmiş mahkeme ilamlarına dayalı icra takipleri üzerine kural olarak menfi tespit ve istirdat davasının açılamayacağı, taraflar arasında kesin hüküm oluşturan ilamın yanlışlığının ancak yargılamanın iadesi yolu ile giderilebileceği, kesinleşmiş ilamların yanlışlığının menfi tespit davası ile ileri sürülemeyeceği, istirdat davasının ise ancak ilamdan sonra gerçekleşen olaylara ve hukuki nedenlere dayanılarak ileri sürülebileceği, aksi halin kabulünün HMK"nın 303. maddesinde düzenlenen maddi anlamda kesin hükme aykırılık teşkil edeceği, davacı iddialarının bu aşamadan sonra takip hukukuyla ilgili olabileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    ../..

    S.2.

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, davalıdan alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.