14. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/5758 Karar No: 2018/4500 Karar Tarihi: 08.06.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/5758 Esas 2018/4500 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2017/5758 E. , 2018/4500 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı temsilcisi tarafından, davalılar aleyhine 24.02.2009 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve mera olarak sınırlandırma talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.05.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı temsilcisi tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., kadastro çalışmaları sırasında zilyetlik nedeniyle davalılar adına tescil edilen 103 ada 73 parsel sayılı taşınmazın mera vasfında bulunduğunu ileri sürerek, ... kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir. Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur. Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen 14.10.2010 ve 25.04.2013 tarihli kararlar Dairemizce özetle; "yörede 4342 sayılı Mera Kanununa göre kurulan komisyonca mera tespit çalışmaları yapıldığı, çekişme konusu 103 ada 73 parselin mera kaynakları arasına alındığı, komisyon çalışmalarının kesinleşip kesinleşmediğinin belli olmadığı bir yerin mera kaynaklarına alınıp alınmayacağı mera komisyonlarının yetkisi dahilinde olduğundan mera komisyon çalışmalarının kesinleşip kesinleşmediğinin önem kazandığı, bu nedenle mera komisyon çalışmalarının kesinleşip kesinleşmediğinin saptanarak, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiğinden" söz edilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyularak yargılamaya devam olunmuş, İl ... Müdürlüğüne yazılan yazılara "ilgili yerde tahsis çalışmalarının devam ettiği", "Dulköy Mahallesi 103 ada 73 parsel sayılı taşınmazın 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamındaki mera, yaylak, kışlak, otlak ve umuma ait çayır alanlarından olmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında mera dışında bırakıldığı", "mera alanı tespit çalışmaları 13.04.2005 tarihinde tamamlanmış ise de, kadastro tespit askılarının incelenmesi neticesinde 2 nolu Mera Tespit Dosyasına uyulmadığı anlaşıldığından, 19.09.2007 tarihinde dava açılması için mal müdürlüğüne bildirimde bulunulmuştur" şeklinde cevapların verildiği görülmüştür. Bu kez mahkemece tekrar davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davacı ... temsilcisi temyiz etmiştir. Bozmaya uyulmakla birlikte bozma kararı gereği yerine getirilmemiştir. Mera tahdit ve tespit çalışmalarının tamamlandığı İl ... Müdürlüğünce bildirilmiş ise de, bu durum Mera Komisyonu çalışmalarının kesinleştiğini göstermemektedir. Kesinleşmeyen mera tahdit ve tespit krokilerine dayanılarak yer belirlenip sonuca gidilmesi doğru değildir. O halde, mera komisyonu çalışmalarının kesinleşip kesinleşmediği sorulup saptanmalı, kesinleşmesi beklenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Değinilen bu yön gözetilmeden eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. Diğer yandan mahkemece kurulan hükümde herhangi bir gerekçe gösterilmemiştir. "Kararların gerekçeli olması" demek, dayandığı kanuni ve hukuki sebeplerin, hüküm kısmında yer alması demektir. Gerekçe hükmün zaruri unsurlarından birisidir. Hükmün doğru ve isabetli olup olmadığını tayinde ölçü olacak olan bu mucip sebeplerdir. Mahkeme kararlarının gerekçeli olacağı gerek Anayasa"da gerekse buna paralel olarak usul kanunlarında düzenlenen hükümlerde de yer almaktadır. Hükmün açıklanan bu usuli nedenle de bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.