22. Hukuk Dairesi 2016/10625 E. , 2018/6382 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı kurumda alt işveren şirket nezdinde şoför olarak çalıştığını, 10.07.2013 tarihinde iş akdinin iş akdinin haksız feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ücreti ile haksız ücret kesintisi alacağının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı DSİ vekili; husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davacıya karşı sorumlu olmadıklarını, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket ise ek cevap süresi talebini içerir dilekçede zamanaşımı itirazında bulunmuş, başkaca cevap dilekçesi vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece, davacı tanık anlatımlarından hareketle davacının işyerinde haftanın 5 günü 08.00-20.30 saatleri arasında çalıştığı, 1,5 saat ara dinlenmesinin düşülmesiyle günlük 11 saat çalıştığı , haftalık çalışmasının 55 saat olup yasal haftalık çalışma süresi 45 saatin indirilmesiyle haftada 10 saat fazla çalıştığının kabulü ile hesaplama yapılmıştır. Ancak varılan sonuç dosya kapsamı ile uyumlu değildir.
Davacı tanıkları işverenle hussumetli olup salt davacı tanık beyanlarına itibar edilemez ancak davalı tanıkları da davacının fazla mesai yaptığını ifade etttiklerinden davalı tanıkları beyanlarına göre haftada 5 gün 08.00-19.30 arası çalıştığı değerlendirilerek davacının fazla çalışma ücretinin hesap edilmesi gerekirken, belirtilen yönler gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında giydirilmiş ücretin hesabı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Giydirilmiş ücretin tespitinde, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler dikkate alınır.
Davacının bordrosunda yol 107,36- TL yemek yardımı 145,64- TL olup ikisinin toplamı 253.00- TL dir. 253.00/30= günlük 8,43- TL olarak giydirilmiş ücretin tespitinde dikkate alınması gerekirken Mahkemece yol ücretinin ikinci kez ilavesi ile yapılan hesaplamaya itibar edilerek karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Bu nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.