11. Hukuk Dairesi 2016/13367 E. , 2018/4568 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/05/2016 tarih ve 2015/472-2016/163 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin babası Av. ..."in “... Hukuk Bürosu” ibareli 45. sınıf hizmetleri içeren 2007/24408 sayılı marka tescil başvurusunun sahibi olduğunu, tescilden sonra Baro"nun uyarısı üzerine anılan markanın sicilden terkin ettirildiğini, daha sonra müvekkilinin "...+şekil" ibareli 45. sınıf hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2013/68467 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni"nde yayımlandığını, bunun üzerine davalı şirketin "..." ibareli markalarına dayanarak başvurunun reddi istemiyle itirazda bulunduğunu, itirazın Markalar Dairesi tarafından kabul edilerek müvekkili başvurusunun reddedildiğini, bunun üzerine müvekkilinin hukuka aykırı ret kararının kaldırılması istemiyle itirazda bulunduğunu, itirazının nihai olarak reddedildiğini, “...” ibaresinin müvekkilinin soy ismi olduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptaline ve başvurunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, anlamsal, görsel ve sescil olarak başvuru konusu işaret ile redde mesnet markaların bıraktığı genel izlenimin aynı olduğunu, kapsamlarındaki hizmetlerin de aynı tür olduğunu, iltibas doğmasının kaçınılmaz olduğunu, başvuru konusu işaretle davalı markalarının aynı genel izlenimi bıraktığını, davacının kazanılmış hakkı olmadığını, soy ismi olmasının da sonuca etkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı TPE vekili, anılan kararın hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; marka ve işaretin birbirleriyle idarî ve ekonomik olarak bağlantılı şirketlere ait olduğu yönünde algılamada bulunulmalarının kaçınılmaz olduğu, başvuru konusu işaretin, davalının markalarının serisi gibi algılanmasının kaçınılmaz olduğu, tescil önceliğinin markasal olarak davalıya ait olması karşısında başvurunun tescilinin davalı aleyhine haksız rekabet yaratmasının da yüksek ihtimal dahilinde bulunduğu, davacının soy isminin “...” olmasının da başvurunun tesciline olanak sağlamayacağı, feragat edilen ve farklı bir kişiye ait başvuru veya markanın davacı için kazanılmış hak sağlamasının mümkün olmadığı, davalı kurum kararının hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 19/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.