4. Hukuk Dairesi 2021/712 E. , 2021/2712 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Av.... tarafından, davalı ... aleyhine 24.05.2011 gününde verilen dilekçe ile evlilik birliği devam ederken, üçüncü kişi ile birlikte olma iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine dair verilen 10.12.2020 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin 25 yıllık eşi ile davalının zina ilişkisi nedeniyle müvekkilinin işinden gücünden kaldığını, evliliğini bitirdiğini belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL maddi 250.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacının eşinin evliliğiyle ilgili sorunlar yaşaması nedeniyle kendi eşiyle birlikte destek olmak maksatlı görüştüklerini, bu görüşmeleri zinaya dayanak göstermenin mümkün olmayacağını, evliliğin sona ermesinde müvekkilinin kusuru bulunmadığı gibi evliliğin sona ermesiyle de müvekkili arasında bağ kurmanın da mümkün olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 07.05.2015 gün ve 2014/7745 E. 2015/5834 K. sayılı ilamı ile davacının uğradığını iddia ettiği maddi zararları ile davalının eylemi arasında uygun nedensellik bağı bulunmadığı, bu nedenle davacının maddi tazminat isteminin bütünüyle reddi gerekeceği, davacı yararına takdir olunan manevi tazminat tutarının fazla olduğu, daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği, davacının eşinden boşanmasına karar verilen mahkeme ilamı ile eşinin kendisine 8.000,00 TL manevi tazminat ödemeye mahkum edildiği gözetilerek eldeki davada hüküm altına alınan tazminat tutarının boşanma davasında hüküm altına alınan tazminat ile tahsilde tekerrür olmamak üzere ödetilmesi gerektiği şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamının manevi tazminata ilişkin kısmına uyulması, maddi tazminata ilişkin kısmına ise direnilmesi yönünde hüküm kurulmuş; direnme kararı üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca 12.12.2018 gün 2017/4-1417 E. 2018/1894 K. sayılı karar ile davacının maddi tazminat istemine ilişkin bozma kararına uyulması gerektiğinden önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmiş; manevi tazminat istemine ilişkin uyulan kısım yönünden temyiz itirazlarının incelenmek üzere Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir. Dairemizin
15.05.2019 gün ve 2019/1011 E. 2019/2823 K. sayılı ilamı ile bozma ilamına uyulması ile meydana gelen usuli müktesep hakkın istisnalarından olan ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.07.2018 gün ve 2017/5 E. 2018/7 K. sayılı kararı uyarınca evlilik birliği devam ederken eşlerden biri ile evli olduğunu bilerek birlikte olan davalıya karşı açılan davanın tümden reddi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 10/3. maddesinde manevi tazminat davalarında istemin tamamının reddi durumunda avukatlık ücretinin tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, davacının manevi tazminat istemi tümden reddedildiğine göre davalı lehine 3.400,00 TL vekalet ücreti takdir edilmesi gerekir.
Tarifenin 13/4. maddesinde ise maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücretinin, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, davacının maddi tazminat istemi tümden reddedildiğine göre davalı lehine 3.400,00 TL vekalet ücreti takdir edilmesi gerekir.
Mahkemece, açıklanan bu düzenlemelere aykırı olarak Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.07.2018 gün ve 2017/5 E. ve 2018/7 K. sayılı kararı dava açıldıktan sonra içtihatta bulunduğu gerekçesiyle davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7 maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle gerekçe kısmının son paragrafında yer alan “Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş ve davanın tüm talepler yönünden ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06/07/2018 tarihli ve 2017/5esas ve 2018/7 kararı dava açıldıktan sonra içtihatta bulunduğundan davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemiştir” ibaresinin çıkarılmasına, hüküm fıkrasının 6. bendi olarak “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca maddi tazminat talebi yönünden 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına, 7. bendi olarak “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca manevi tazminat talebi yönünden 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.