10. Hukuk Dairesi 2016/17604 E. , 2019/4263 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davacı Kurum ile davalılardan ... İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 04.07.2011 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirin tahsilini talep etmiş olup Mahkemece, ceza dosyasındaki maddi olgular dikkate alınmaksızın ve ceza davasında mahkum olanlara az da olsa kusur verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile davalılar yönünden %80 kusur üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi olup davalıların rücu alacağından sorumluluğu, ancak maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Bu maddeye dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, Mahkemece öncelikle iş kazasının ne şekilde olduğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
Bilindiği üzere, işçilerin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, iş güvenliği tedbirlerinin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenlerden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin, tedbirlerin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işverenler, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı taktirde gerekmeyeceği gibi düşünceler ile almaktan çekinemeyeceklerdir. Çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı da, işverenlerin önlem alma ödevini etkilemez. İşverenler, çalıştırdığı sigortalıların beden ve ruh bütünlüğünü korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlüdürler.
Borçlar Kanununun 53. maddesi hükmüne göre, kusurun takdiri ve zarar miktarının tayini hususunda hukuk hakimi ceza mahkemesi kararı ile bağlı değil ise de, ceza mahkemesinde saptanan maddi olgularla bağlı olduğundan, mahkumiyetin kesinleşmesi halinde mahkum olanlara az da olsa bir miktar kusur verilmesi gerekir.
Eldeki davada, İstanbul 23. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2013/218 sayılı dosyasında yargılanan sanıklardan bir kısmının beraat ettiği, sanık...ın asli kusurlu bulunduğu ve hakkında verilen mahkumiyet kararının Yargıtay 12. Ceza Dairesi"nin 28.02.2017 gün ve E.2015/15543, K.2017/1478 sayılı kararıyla onandığı, diğer sanık ... hakkında verilen beraat kararının ise "sanık ...’ın alt işveren ... İnşaat"a gönderdiği emailde (bilgi kısmında)... ismi yazmakta olup bu kişinin ... Gayrimenkul firması yetkilisi olduğunun tespiti halinde sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği, sanığın kendi işvereni ... Gayrimenkul firmasına bildirdiğine ilişkin bir tespit yapılamaması halinde sanığın tali kusurlu olduğu kabul edilerek mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi" yönünden bozulduğu, ancak yeniden yapılan yargılama neticesinde karar verilip verilmediği, karar verilmişse kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, ceza davasında tespit edilen kusurun varlığına ilişkin maddi olgu hukuk hakimini bağlayacağından, kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile mahkum olanlara da bir miktar kusur verilmesi gerektiği gözetilerek, Mahkemece, ceza davasında mahkum olan... hakkında verilen kesinleşmiş mahkumiyet kararının gözönünde bulundurulması ve ..."ın mahkumiyet durumunun araştırılması; işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, oluşması halinde çelişki de giderilerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalı ... İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ... İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti."ye iadesine, 14.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.