14. Hukuk Dairesi 2015/16867 E. , 2018/4482 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.02.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK"nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, 1037 parsel sayılı taşınmaz yararına, davalılara ait 1038 ve 1039 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, "bir kısım davalılar bakımından davanın kabulü ile 1037 parsel sayılı taşınmaz lehine davalılara ait 1040, 1046, 1045 ve 1042 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı tesisine, bir kısım davalılar yönünden davanın reddine" karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
TMK"nın 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle ... alanlarında, nihayet bir ... aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Somut olayda; lehine geçit istenen 1037 parsel sayılı taşınmazın mutlak geçit ihtiyacı içinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahallinde 21.10.2013 tarihinde yapılan keşfe katılan fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 04.11.2014 tarihli raporda davacının genel yola ulaşması için 1 nolu alternatifte belirtilen komşu 1038 ve 1039 parsellerin kuzeyinden geçen güzergahın daha önce 1038 ve 1039 parseller lehine 1040, 1050 ve 1041 parsellerden geçit tesis edilmiş alana bağlandığı görülmektedir. Bu durumda 1040 parselden daha önce geçit tesis edilen kuzeydeki bölüm dışında 3 nolu güzergahtan yeniden davacı yararına geçit tesis edilmesi taşınmazın ekonomik değerini düşüreceğinden 1 nolu alternatif üzerinde durulmalıdır. Her ne kadar fen bilirkişisi 1037 sayılı parselden 1038 sayılı parsele geçişte 3-3,5 metrelik bir kot farkı olduğunu bildirmiş ise de, kot farkı olduğu belirtilen bu güzergahtan iş makineleriyle makul süre çalışma ve masraf yapılmak suretiyle yola çıkma olanağı bulunup bulunmadığı ayrıntılı şekilde açıklanmamıştır.
Bu durumda mahkemece, mahallinde teknik bilirkişi ve uygun ihtisas grubu ve meslek erbabı bir bilirkişi aracılığı ile yeniden keşif yapılarak bilirkişilere kot farkı olduğu belirtilen 1 nolu güzergahdan teknik araçlarla (greyder vb.) çalışma yapılmak suretiyle yola çıkış olanağının bulunup bulunmadığı hususu açıklattırılmalı, keşfi izlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, eksik inceleme ve araştınma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
08.06.2018 oybirliği ile karar verilmiştir.