Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/30869
Karar No: 2016/3473
Karar Tarihi: 22.02.2016

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/30869 Esas 2016/3473 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarının ödenmesi talebiyle davalıya dava açmıştır. Yerel mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiş, davalı temyiz etmiştir. Yargıtay, tebligatın usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Tebligatın usulüne uygun olarak yapılması gerektiği, tebligata ilişkin belgelerin dosyaya konulması gerektiği, tüzel kişilere tebligatın yetkili temsilcilere yapılması gerektiği, hukuki dinlenilme hakkının önemli olduğu ve tarafların tebligat ve işlemler konusunda bilgilendirilmelerinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Kararda Tebligat Kanunu'nun ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili maddeleri de detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
9. Hukuk Dairesi         2014/30869 E.  ,  2016/3473 K.
"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ


DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, ücret, fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı işyerinde 15/10/2011-14/08/2013 tarihleri arasında aralıksız olarak çalıştığını, son ücretinin 2.000,00 TL olduğunu, iş akdinin haksız feshedildiğini çalıştığı son aylık ücretinin 14 günlük kısmının ödenmediğini, çalıştığı süre boyunca yıllık izinlerinin kullandırılmadığı gibi ücretlerinin de ödenmediğini, haftada ortalama 10 saat fazla çalışma yaptırıldığını, karşılıklarının müvekkiline zamlı olarak değil birebir ödendiğini, tüm hafta tatillerinde ve milli bayram olan resmi tatil günlerinde çalışma yaptığını ve ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, ücret, fazla çalışma ve tatil çalışma ücretlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, davacının müvekkili şirkette 15/10/2011-06/08/2013 tarihleri arasında çalıştığını, davacının ardı ardına 2 iş günü devamsızlık yapması nedeniyle iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, bu nedenle de kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı haklarının oluşmadığını, davacının son ücretinin 2.000,00 TL olduğunu ve ödemenin bankadan yapıldığını, yapılan fazla çalışmaların davacıya banka aracılığı ile ödendiğini, davacının yıllık ücretli izin alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, ücret, fazla çalışma ve tatil çalışma ücretlerinin davalıdan tahsiline hükmedilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dava ile ilgili olan kişilerin davaya ilişkin bir işlemi öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin muhataba bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın çıkarıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal dinlenme ve savunma hakkı kısıtlanmış olur. Duruşma gün ve saatinin kalemden öğrenilmesine yönünde usul ve tebligat hukukunda düzenleme olmadığından, bu yönde verilen bir karar yasaya aykırı kabul edilecektir.
Yargılama sırasında yapılan tebliğlerle ilgili tebliğ mazbatalarının ve tebligatla ilgili diğer belgelerin dosyaya konulması gerekir.
Tebligat Kanunu ve bu kanunun uygulanması için çıkarılan tüzüğün hükümleri tamamen şeklidir ve titizlikle uygulanması gerekir. Dolayısı ile bir davada yapılan tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını hakim doğrudan, kendiliğinden denetlemelidir.
Adreste tebligat esası kabul edildiğinden, tebligatın tebliğ yapılacak gerçek veya tüzel kişinin bilinen en son adresinde yapılmalıdır. Adresten kastedilen bir kimsenin oturduğu veya çalıştığı yerdir. Asıl olan tebligatın, tebligat evrakında belirtilen adrese götürülerek muhatabın kendisine yapılmasıdır.
Tebligat kural olarak muhataba yapılmalıdır. Muhatap, adresinde bulunmadığı takdirde onun yerine tebligatı kabule yetkili kişilere yapılması gerekir. Muhatabın konut adresinde süreklilik arzedecek şekilde konutta birlikte oturan aile halkından biri veya varsa birlikte oturan hizmetçi tebligatı almaya yetkili kişilerdir. Yetkili kişilerin görünüşe nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir. Tebligat yapılacak gerçek kişi işyeri, işletme veya iş sahibi ise, işyerinde bulunmaması halinde daimi işçisine yapılan tebligat geçerli olacaktır.
Tebligat Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca “Tüzel kişilere tebliğ, yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır”. Temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunamadıkları veya bizzat alamayacak durumda oldukları takdirde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu durumda olanaklı değil ise, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması gerekir. Aksi takdirde usulsüz tebligat sözkonusudur. Tüzel kişiliği olmayan, ancak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi anlamında işveren olan kamu kurum ve kuruluşları adına çıkarılan tebligatın kurumun yetkili temsilcisine tebliği gerekir.
Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “...........” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve ........... 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Dosya içeriğine göre dava dilekçesi ve duruşma günü davalı limited şirketin adresinde birlikte çalıştığını beyan ettiğini bildiren ....... imzasına tebliğ edilmiş, tebligat evrakında bu kişinin yetkili olup olmadığına, yetkili kişinin bulunup bulunmadığına yer verilmemiştir. Mahkemece ........"in yetkili olup, olmadığı araştırılarak yetkili kişi olmadığı takdirde davalı şirkete dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati usulüne uygun tebliğ edilmeli, davalı tarafın delilleri toplanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Usule aykırı kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 22/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. gününde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi