Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlular vekili 26.8.2010 tarihli şikayetinde, vekil varken asiller adına tebligatların çıkarıldığı ve takip konusu ilamın gayrimenkulün aynına ilişkin olması nedeniyle,  kesinleşmeden takip konusu edilemeyeceğini ileri sürerek takip ve icra emrinin iptalini istemiştir.
Mahkemece, takip konusu ilamın gayrimenkulün aynına ilişkin olduğu ve   kesinleşmeden takip konusu edilemeyeceği gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir.
24.10.2011 tarihli kararla talep edilen ve gönderilen Bodrum İcra Hukuk Mahkemesinin 9.8.2010 tarih 2010-541 Esas, 613 sayılı kararı incelendiğinde, aynı takibe yönelik olarak aynı taraflar arasında, “takip konusu ilamın gayrimenkulün aynına ilişkin olması nedeniyle  kesinleşmeden takip konusu edilemeyeceği” yönünde şikayet yapıldığı, şikayetin ret edildiği ve kararın temyiz edilmeksizin 19.11.2010 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. İcra mahkemesi kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler ise de, kesinleşmesi koşulu ile birbirlerine karşı kesin hüküm teşkil ederler. Bu durumda tarafların, konusu aynı olan şikayetin açıklanan nedenle reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü ile takibin iptaline dair hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.