Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, Kasten öldürme, Kasten öldürmeye teşebbüs, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, Yağma
Hüküm : 1- Sanıklar ... ve ... hakkında:
a)TCK"nın 302/1, 62/1, 53/1, 58/9, 63 maddeleri gereğince ayrı ayrı mahkumiyet
b) TCK"nın 82/1-g, 62/1, 53/1, 58/9, 63 maddeleri gereğince ayrı ayrı 9 kez mahkumiyet
c) TCK"nın 82/1-g, 35/1, 53/1, 58/9, 62/1, 63 maddeleri gereğince ayrı ayrı 23 kez mahkumiyet
2-Sanık ... hakkında:
a) TCK"nın 302/1, 62/1, 53/1, 58/9, 63 maddeleri gereğince mahkumiyet
b) TCK"nın 149/1-a-c-d-g-h, 53/1,58/9, 62/1, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri gereğince 2 kez
mahkumiyet
c) TCK"nın 109/2, 109/3-a-b, 110, 53/1, 58/9, 62/1, 63
ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri gereğince 3 kez mahkumiyet

Sanık ... hakkında duruşmalı, sanıklar ... ve ... hakkında duruşmasız olarak yapılan inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
I-Sanıklar ve ... ve ... hakkında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, kasten öldürme, sanık ... hakkında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş ve kasten öldürme ile devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarından uygulama yapılırken temel ceza belirlendikten sonra devamında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca artırım yapılmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmının devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sanıkların sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenilmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, sanık ... ve ..."ın kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürme suçlarını, sanık ..."nın yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işledikleri kabul edilmiş savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar ..., ... ve sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçeleri ile duruşmalı inceleme sırasında sanık ... müdafiinin ileri sürdüğü ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, kısmen de re"sen temyize tabi olan hükümlerin ONANMASINA,
II-Sanıklar ... ve ... hakkında Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde ise;
1-Karakola yapılan saldırıda yaralanan mağdurlara ilişkin adli raporların temin edilmediğinin anlaşılması karşısında; öncelikle yaralıların tespit edilerek, bütün tedavi evrakları temin edilip kesin raporları alındıktan sonra, mağdurların rapor içeriklerine göre meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı gözetilerek TCK"nın 35. maddesi uygulanırken her yaralanma için ayrı ayrı ve makul bir ceza yerine yazılı şekilde ceza tayini,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
a) TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,
b) Kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından uygulama yapılırken 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ... ve ... ile müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sanıklar hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan hükümlere CMUK 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla hükümlerin bu sebeplerden BOZULMASINA, 18.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.