11. Ceza Dairesi 2016/8235 E. , 2018/4081 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
İncelenen dosya içeriğine göre, sanık hakkında Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 29.09.2010 tarih ve 2010/12138 soruşturma sayılı iddianamesi ile “2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan da kamu davası açıldığı, ancak bu suçtan hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüş; UYAP kayıtları üzerinde yapılan incelemede, sanık hakkındaki derdest veya temyiz inceleme sırası bekleyen dava dosyalarına konu sahte fatura düzenleme fiillerinin, farklı takvim yılına veya farklı mükellefiyete ilişkin olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
I- Katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan vekilinin, yokluğunda verilip usulüne uygun olarak 13.11.2013 tarihinde tebliğ olunan hükmü, yasal süresinden sonra 31.12.2013 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanığın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından açılan kamu davasında, suçun unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1- Sahte fatura düzenleme suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak, kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır."" hükmünün yer alması; suç konusu faturaların dosya içinde bulunmadığının ve getirtilip duruşmada incelenmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın 2008 ve 2009 takvim yıllarında düzenlendiği iddia olunan faturalardan, her takvim yılına ait kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi,
2- Faturaların zorunlu bilgileri içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;
a) Faturaların sanığa gösterilerek, yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının ve bilgisi dahilinde düzenlenip düzenlenmediğinin sorulması, kendisine ait olmadığını ve bilgisi dışında düzenlendiğini söylemesi halinde; şirketin diğer ortağı olan ... ile sanık tarafından kendisine vekalet verilen ...’ın, CMK’nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmesi; faturalar kendilerine gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının, faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
b) ... ve ...’ın faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söyledikleri takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya ... ile ...’a ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
c) Faturalardaki yazı ve imzaların, ... veya ...’a ait olduğunun belirlenmesi halinde, bu kişi/kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulması ve dava açıldığı taktirde bu dava ile birleştirilmesi,
d) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa, ... ve ...’a ait olmadığının anlaşılması halinde ise; faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3- Kabule göre de;
a) Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 02.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.