11. Hukuk Dairesi 2016/13414 E. , 2018/4549 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/05/2016 tarih ve 2015/59-2016/165 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl kararı ve ek kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin "..." ibareli 35, 41 ve 42.sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurunda bulunduğunu, birleşen davalının “...” asıl unsurlu markaları ile itiraz ettiğini, Markalar Dairesince itirazın kabulü ile başvurunun reddine karar verildiğini, müvekkilinin bu kararı karşı YİDK nezdinde itiraz ettiğini, itirazın reddedildiğini, oysa müvekkili markası ile redde mesnet alınan markaların benzer olmadığını savunarak 2014/M-15424 sayılı kararın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı TPE vekili, davacıya ait marka başvurusu ile redde mesnet alınan markaların görselliği, ses uyumu ve telâffuzu itibariyle aynı bulunduğunu, tescil kapsamına alınmak istenilen mal ve hizmetlerin de aynı tür olması sebebiyle tüketiciler ve hizmetten yararlanıcılar nazarında karışıklığa yol açmasının muhtemel olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı şirket vekili, müvekkilinin itirazı ile başvurunun reddine karar verilmediğini, bu nedenle işbu davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, müvekkilinin çok sayıda “...” ibareli markasının bulunduğunu, bu nedenle başvurunun tescili halinde bu markanın da müvekkiline ait olduğunun tüketiciler nezdinde anlaşılabileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, redde mesnet alınan markalarda asıl unsurun “...” ibaresi olduğu, davalı başvurusunda da bu ibarenin diğer ibareye nazaran daha ön planda bulunduğu, ayrıca birleşen davalının “...” ibareli seri markalarının bulunması sebebiyle “...” ibareli işareti görenlerin bu markanın davalının seri markalarından biri olduğu biçiminde bir yanılgıya düşebileceği, yine davacı başvurusunun kapsamı ile redde mesnet alınan markaların kapsamının da aynı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine, asıl davalı ... hakkında davanın atiye bırakılması nedeniyle tefrikine karar verilmiştir.
Ek karar ile asıl davalı ... hakkında dosyanın işlemden kaldırılmasından itibaren üç aylık zaman zarfında yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Asıl kararı ve ek kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl kararı ve ek kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl kararı ve ek kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 42,60 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl kararı ve ek kararı, asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 19/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.