11. Hukuk Dairesi 2016/13339 E. , 2018/4548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/06/2016 tarih ve 2014/424-2016/127 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı TPE vekili ve davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “gold” esas ibareli çok sayıda tescilli markasının bulunduğunu, davalı şirketin davalı TPE nezdinde "..." ibareli 09. sınıf malları kapsayan marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin başvuruya markaları ile itiraz ettiğini, Markalar Dairesince başvuru ile müvekkiline ait markaların benzer olmadığı gerekçesi ile itirazın reddedildiğini, işbu karar karşı YİDK"e itiraz ettiğini, YİDK tarafından 2014-M-10594 sayılı karar ile bu itirazın da reddedildiğini, oysa davalı başvurusunun müvekkilinin seri markalarından birisi olarak algılanabileceğini, müvekkili markaları ile başvurunun 556 sayılı KHK"nin 8/1-b maddesi uyarınca benzer olduğunu ileri sürerek 2014-M-10594 sayılı YİDK kararın iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPE vekili, kurum kararının yerinde bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkiline ait başvuruda asıl ibarenin “...” olduğunu, bütüncül değerlendirildiğinde ibarelerin farklı olduğunu, kapsamda bulunan malların tüketicisi nazara alındığında iltibasın oluşmayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafa ait markalar ile davalı şirkete ait markanın kapsamlarının aynı olduğu, taraf markalarında “gold” ibaresinin ortak olduğu, İngilizce bir ibare olup “altın” anlamına geldiği, dilimizde kullanımı oldukça yaygın olması karşısında ortalama tüketicinin anlamını bilebileceği, davalı markasına eklenen “matik” ibaresi “otomatik” ibaresinin kısaltması olup “mekanik yollarla hareket ettirilen veya kendi kendini yöneten” anlamına geldiği ve bu ibarenin davacı faaliyet konusunu çağrıştırması nedeniyle anlamsal açıdan bir benzerlik kurulabileceği, Türkçe"de vurgunun ilk hecelerde yer aldığı düşünüldüğünde fonetik
açıdan da benzerlik bulunduğu, markaların bütünsel olarak değerlendirilmesinde, “gold” ibaresinin markalarda aynen yer almasından kaynaklı benzerlikler içerdiği, davacı markasının bu ibareyle oldukça fazla sayıda seri marka yarattığı, taraf markaları arasında ayırt etmeyi sağlayacak görsel farklılıkların bulunmadığı, her ne kadar bahse konu malların teknik mallar olması ve görece pahalı olması nedeniyle tüketicinin dikkatli olması beklense de markaların bu dikkat seviyesinde bile ayrımının yapılamayabileceği gerekçesi ile davanın kabulü ile 2014-M-10594 sayılı kararının iptaline, 2012/29879 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPE vekili ve davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı TPE vekili ve davalı şirket vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı TPE vekili ve davalı şirket vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 22,50 TL harcın temyiz eden davalı TPE vekili ve davalı şirkete iadesine, 19/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.