16. Hukuk Dairesi 2016/14313 E. , 2019/8712 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Köyü alanında bulunan 117 parsel sayılı 2500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar Kutbettin Kaya ve ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 117 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile bu yerin eşit paylı olarak davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 117 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede 1962 yılında toprak komisyonunca çalışma yapılmış olup, taşınmazın kadastro tespit tutanağının edinme sebebinde de, toprak tevzi komisyon çalışmalarında tarla vasfı ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece çekişmeli taşınmazın tevzinin hangi parseline isabet ettiği belirlenmemiş, taşınmazın kadim mera olup olmadığı ve kadim mera değilse davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluşup oluşmadığı yöntemince araştırılmamış, keşifte, ziraat bilirkişisi görevlendirilmemiş, yerel bilirkişi ve tanıkların soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, yörede 1962 yılında yapılan toprak tevzi komisyonu çalışmalarında çekişmeli taşınmazın hangi tevzi parseline isabet ettiği araştırılmalı, varsa taşınmaza ait tevzi haritası, belirtmelik tutanağı ve tablendigatif getirtilmeli, ayrıca güneyde bulunan ... Köyü arazisi içinde kalan taşınmazın ada ve parsel numarası belirlenerek bu taşınmazında kadastro tutanağı ve tespite esas kayıt ve belgeleri getirtilip taşınmaz yönünü ne olarak sınır gösterdiği üzerinde durulmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra, mahallinde taşınmazın bulunduğu köy ile komşu köylerden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik uzman ziraat mühendisi bilirkişi heyeti ve teknik bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı; keşifte yerel bilirkişiler yardımı ve teknik bilirkişi eli ile belirtmelik tutanağı, varsa tevzi haritası ve mera tahsis haritası ile kadastro paftası çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı; dava konusu taşınmazın 4753 sayılı Yasa ile yapılan çalışmalardaki konumu kesin olarak belirlenmeli; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğu, kim tarafından ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı, taşınmazın doğusunda bulunan mera parselinden ayrılan unsurların bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğiyle ilgili önceki tarihli ziraat bilirkişi raporunu da irdeler mahiyette ve taşınmazın diğer bölümleri ve komşu mera parseliyle karşılaştırmalı biçimde, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera vasfında olup olmadığını, mera parselinden nasıl ayrıldığını, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı ve taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığının, imar-ihyaya muhtaç olup olmadığının, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyasına ne zaman başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının belirlenmesine çalışılmalı; teknik bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; taşınmaz bölümünün tevzide mera haritası kapsamında kalıp öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde, meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı düşünülmeli, mera haritası kapsamında kalıp kadim nitelikte mera olmadığının anlaşılması halinde tevzi tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1., 14. ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının; mera haritası kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde ise, tespit tarihine kadar Kadastro Kanunu’nun 14. ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.