14. Hukuk Dairesi 2015/16518 E. , 2018/4457 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.05.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ..., ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacılar, dava konusu 673 ve 675 parsel sayılı taşınmazlar lehine geçit hakkı kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ..., ... ve davalı ... vekili, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile; davacı ..."e ait ... İli ... İlçesi ... Köyü 673 parsel sayılı taşınmaza, bilirkişi ...tarafından hazırlanan 12/03/2014 tarihli krokide (ek 2) 2. alternatif olarak gösterilen kırmızı ve yeşil renkli güzergahtan (dere-826 parsel) 3 metre genişliğinde; davacı ..."a ait ... İli ... İlçesi ... Köyü 675 parsel sayılı taşınmaza, bilirkişi ... tarafından hazırlanan 12/03/2014 tarihli krokide (ek 1) 3. alternatif olarak gösterilen sarı, kırmızı ve yeşil renkli güzergahtan (673 parsel-dere-826 parsel) 3 metre genişliğinde geçit irtifakı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ..., davalı ... ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Davalı ...’ın temyizden feragat ettiği anlaşılmış olmakla, temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı ... ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Öte yandan; dere yatakları kural olarak Türk Medeni Kanununun 715. maddesi kapsamına giren devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerdendir. Bu özelliği itibariyle de kamu malıdır. Kamu malı olan bir yerin, kişinin özel istifadesine terki olanaklı değildir. Kısaca belirtmek gerekirse, dere yatağı üzerinden geçit kurulamaz. Kaldı ki, geçit davalarından amaç yol ihtiyacı içinde bulunan bir taşınmazı kesintisiz olarak genel yola ulaşımını sağlamaktır. Dere yatağı tapuya tescil edilmiş bir yer olmadığından, bu şekilde kurulan geçitle de kesintisizlik ilkesi ihlal edilmiş olur.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olaya gelince; davacıya ait taşınmazın genel yola ulaşabilmesi için geçit ihtiyacı içinde olduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir. Mahkemece yapılan araştırmalar alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli değildir.
Mahkemece yapılması gereken iş, yol ihtiyacı içinde olan 673 ve 675 parsel sayılı taşınmazlar için dere yatağı dışında bir yerden geçit alternatiflerini aramak olmalıdır.
Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazı ve çevresindeki tüm yolları gösteren geniş pafta suretleri getirtilerek taşınmazın genel yollara ulaşacak şekilde alternatif geçit güzergahlarının belirlenmesi, yapılacak keşifte yeniden değer belirlenmesi, kurulabilecek geçitlerdeki parsel malikleri davada taraf değilse taraf olmaları sağlanmalı sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda açıklanan şekilde araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’ın temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı ... ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.