Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/9340
Karar No: 2018/2729
Karar Tarihi: 19.03.2018

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2013/9340 Esas 2018/2729 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2013/9340 E.  ,  2018/2729 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : ... Sulh Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hükümler : a) Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında beraat
    b) Sanık ... hakkında mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    A) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerinin incelenmesi:
    Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, oybirliğiyle;
    B) Sanık ... hakkında verilen beraat hükmünün incelenmesi:
    Sanığın atılı suçtan sorgusunun yapıldığı tarihten, temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi ile 2. fıkrasında 15-18 yaş arasındaki çocuklar için öngörülen 5 yıl 4 aylık dava zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından; diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrası ve 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla;
    C) Sanık ... hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesi:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun"un geçici 7. maddesinin, olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından öncelikle, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
    a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” ,
    b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değişik TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun"un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına”,
    Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
    2- Kabule göre de,
    a) Hükmolunan adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında, TCK"nın 52. maddesinin 4. fıkrasına aykırı olarak taksit aralığının gösterilmemesi,
    b) Sanık hakkında TCK’nın 31/3 maddesi uygulanırken "8 ay hapis cezası" tayin edilmesi gerekirken, hesap hatası sonucu “8 ay 3 gün hapis cezası” ve buna bağlı olarak sonuç adli para cezasının "4000 TL" yerine "4040 TL" olarak belirlenmesi suretiyle sanık hakkında fazla ceza verilmesi,
    c) Olay tutanağı içeriği ile dosyadaki diğer bilgi ve belgelere göre, sanığın da aralarında bulunduğu altı kişinin durumundan şüphelenilerek bulundukları inşaata gidildiğinde kim tarafından yere atıldığı tespit edilemeyen uyuşturucu maddenin bulunduğu, uyuşturucu madde kullandığını ve suçunu kabul ettiğini söyleyen sanık hakkında TCK’nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi;
    Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, oybirliğiyle;
    19/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    KARŞI OY GEREKÇESİ
    (Sanık ... hakkında)

    20.11.2011 günü saat 18.00 sularında devriye görevini ifa eden kolluk görevlilerine haber merkezince ... İnternet Cafe üzerinde bulunan inşaatlara hızlı bir şekilde üç-dört kişinin koşarak çıktığının anons edilmesi üzerine bahse konu yere gidildiğine inşaat halinde olan binanın üst katında toplu bir şekilde oturan ..., ..., ..., ..., ... ve ... oldukları anlaşılmış, ..."in kaba üst yoklamasında kareli defter yaprağına sarılı 0,04 gr esrar elde edilebilecek 0,2 gr tütünle karışık kenevir ve şahısların topluca oldukları yerde yine kareli defter yaprağına sarılı 1.5 gr esrar elde edilebilecek 3 gr kenevir bulunmuştur.
    Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan dava sonunda sanık ... hakkında mahkûmiyet, sanık ... hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı, diğer sanıklar hakkında ise beraat kararı verilmiş, beraat kararları Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmiş,
    Sanıklar ..., ... ve ... hakkındaki beraat kararlarının onanmasına oybirliğiyle,
    Sanık ... hakkında ise zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesine oyçokluğuyla karar verilmiştir.
    Sanık ... suç tarihinde 15-18 yaş grubundadır.
    Dava zamanaşımı, işlenen suçun cezalandırılabilirliğini ortadan kaldıran bir sebep niteliği taşımaktadır. İşlenen fiil, dava zamanaşımının dolmasına rağmen, hukuken tasvip edilmeyen bir fiil ve dolayısıyla, suç olma özelliğini muhafaza eder. Ancak, işlenen suç siyaseti gereğince, bu suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir zamanın geçmesi durumunda bu suç açısından cezalandırılabilirlik niteliği artık ortadan kalkmış kabul edilmektedir. (Özgenç- Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler 10. Bası Say:852)
    Ceza davasını düşüren sebep, sadece failin cezalandırılmasını önler ve fiil suç olmakta devam eder. Böyle olmasaydı, düşme değil, beraat kararı verilmesi gerekirdi. Durma ve düşme sebeplerinin mevcudiyeti halinde faaliyete başlamış olan yargılama makamları durma veya düşme kararı vereceklerdir. Yargılama makamı bulunulan evre veya aşamaya göre sanık aleyhine bir karar verebilecek hale gelmişse, bu aleyhe karar verilmemelidir. Faraza kovuşturma evresinde mahkûmiyet kararı verilebilecek hale gelmiş olsa dahi, mahkûmiyet kararı verilmemelidir. Zira, durma ve düşme sebeplerinin kabul edilmesi demek, muhakemenin yapılmamasının, neticede sanığın mahkûm olmamasının istenmesi demektir. Bu sebeplerin kabulü, sanığın beraat kararı ile temize çıkmasının istenmemesi demek değildir. Bunun içindir ki kovuşturma evresinde, tam beraat kararı verileceği sırada, bu sebeplerin bulunduğunun anlaşılması, beraat kararı verilmesine mâni olmaz. (Kunter-Yenisay-Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku-17. Bası Birinci Kitap Say: 77, 80, 81)
    Ceza Genel Kurulu"nun 19.03.1990 gün ve 58-78 sayılı kararında da "beraatin, düşme kararından daha öncelikli" olduğu belirtilmiştir.
    Birleşmiş Milletler Teşkilatınca kabul edilip ülkemiz tarafından 14 Eylül 1990 tarihinde imzalanan ve 09.12.1994 gün ve 4058 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme"nin 3/1. maddesi; "Kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir"
    40. maddesinin birinci fıkrası, "1. Taraf Devletler, hakkında ceza yasasını ihlâl ettiği iddia edilen ve bu nedenle itham edilen ya da ihlal ettiği kabul edilen her çocuğun; çocuğun yaşı ve yeniden topluma kazandırılmasının ve toplumda yapıcı rol üstlenmesinin arzu edilir olduğu hususları gözönünde bulundurularak, taşıdığı saygınlık ve değer duygusunu geliştirecek ve başkalarının da insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygı duymasını pekiştirecek nitelikte muamele görme hakkını kabul ederler."
    5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun "Temel İlkeler" başlıklı dördüncü maddesinin birinci fıkrasında "Bu Kanunun uygulanmasında, sanığın haklarının korunması amacıyla;...
    b) Çocuğun yarar ve esenliğinin gözetilmesi,
    İlkeleri gözetilir" şeklinde düzenleme öngörülmüştür.
    Ceza Genel Kurulu"nun birçok kararında, yargılama yapılmasına engel olup, davayı düşüren hallerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi durumunda yerel mahkeme ya da Yargıtay, re"sen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar vereceği belirtilmiş ise de;
    Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan deliller değerlendirilerek dört sanık hakkında beraat kararı verilmiş, Dairemizce yaşı büyük sanıklar hakkında usul ve yasaya uygun bulunan beraat hükümlerinin onanmasına karar verilirken aynı eylemden sorumlu tutulan ve aynı delil durumuna göre hakkında beraat kararı verilen yaşı küçük sanık ... hakkında ise kanunda öngörülen sürenin geçmesi nedeniyle davanın düşmesine karar verilerek çocuklar için yaşları nedeniyle TCK" nın 66. maddesinde düzenlenen ve daha kısa süre olarak öngörülen zamanaşımı müessesesi kanun koyucunun amacına aykırı olarak aleyhine değerlendirilmiştir.
    Çocuk sanıklar için zamanaşımı sürelerinin kısa tutulmasının çocukların lehine bir düzenleme olduğunda şüphe yoktur. Sanık hakkındaki delil durumunun mahkûmiyetini gerektirmesi halinde lehine olarak zamanaşımı hükümlerinin uygulanması yerindedir. Ancak CMK"nın 223. maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmü de gözetilerek mevcut delil durumuna göre sanığın beraat kararı isabetli ise sanık lehine olarak beraat hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
    Aksine uygulama, hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine aykırılık oluşturacağı ve suça sürüklenen çocuk ... hakkındaki beraat hükmünün onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan çoğunluğun kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesi kararına katılmıyorum. 19.03.2018










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi