16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/13886 Karar No: 2019/8699 Karar Tarihi: 18.12.2019
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/13886 Esas 2019/8699 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu taşınmazın tapu kayıtlarının incelenmesi sonucunda, taşınmazı zilyet olarak belirleyen kaydın revizyon geçirip geçirmediği ve taşınmazın diğer taşınmazlarla birlikte bir arada gösteren geniş kapsamlı birleşik haritasının hazırlanması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, dava konusu taşınmazın tamamının kayda dahil olmadığı durumlarda da zilyetlik araştırması yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesi gereği, tapu dışı bağışların 10 yıllık süresinin geçmesi halinde değiştiremeyeceği, bu nedenle tapu kaydı dışında yapılan bağışların bu sürede bozulup bozulmadığının araştırılması istenmiştir. Ayrıca, Kadastro Kanunu'nun 47/D maddesiyle yönetmeliğin 9. maddesinin uygulanarak Adli Tıp Kurumu'nun raporu dikkate alınarak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca da tapu kaydı uygulaması yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
16. Hukuk Dairesi 2016/13886 E. , 2019/8699 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli bulunmadığı belirtilerek; öncelikle tutunulan tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavüllerinin getirtilerek, dayanılan tapu kaydının dava dışı başka taşınmaz ya da taşınmazlara revizyon görüp görmediği sorulup belirlendikten sonra, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmazla birlikte revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve bu taşınmazlara dıştan komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik haritasının ve dıştan komşu taşınmazların tespit tutanakları ve dayanakları kayıtlar ile davalı iseler dava dosyalarının getirtilmesi, dayanılan kaydın dava dışı başka taşınmazlara revizyon gördüğü ve davalı olduğunun anlaşılması halinde, usulün 45 ve onu izleyen maddeleri hükmü uyarınca dava dosyalarının birleştirilip birleştirilmeyeceği yönü üzerinde durulması, daha sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde dava konusu 156 ada 4 parsel sayılı taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, taşınmaz başında 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca yöntemince tapu kayıt uygulaması yapılması, dava konusu taşınmazın tümü ya da bir bölümünün dayanılan tapu kaydının kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde, tapu kaydı kapsamı dışında kalan taşınmaz ya da taşınmaz bölümleri yönünden yeterli biçimde zilyetlik araştırması yapılması, çekişmeli taşınmazın tespit tutanağı içeriğine göre tapu dışı bağış tarihinin 1977 yılı olduğu, taşınmazın 1996 yılında tespit gördüğü, bağışın yapıldığı gün ile kadastro tespitinin yapıldığı gün arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13/B-b maddesinde öngörülen (10) yıllık sürenin geçtiği belirtilerek, tapu dışı bağışın sözü edilen süre içerisinde bozulup bozulmadığı yönü üzerinde durulması, tespit tutanağı içeriğinde vurgulanan kadastro ekibi tarafından yapılan tespite karşı çıkılmaksızın ilgilinin muvafakat beyanı bu konuda Adli Tıp Kurumundan istihsal edilen rapor içeriği ve sonucu göz önüne alınarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13/son, 47/D maddesi hükmü aracılığıyla yönetmeliğin 9. maddesi hükmü eşliğinde değerlendirilmesi, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.