17. Ceza Dairesi Esas No: 2019/8757 Karar No: 2019/13499 Karar Tarihi: 31.10.2019
Hırsızlık - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/8757 Esas 2019/13499 Karar Sayılı İlamı
17. Ceza Dairesi 2019/8757 E. , 2019/13499 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1- Sanığın temyiz dilekçesinde akıl hastalığının bulunduğunu belirttiği ve bu hususa ilişkin olarak rapor ibraz ettiği, buna göre 5237 sayılı TCK" nun 32. maddesi gereğince suç işlediği iddia edilen tarihte akıl hastalığı veya zayıflığı nedeniyle, gerçekleştirdiği iddia olunan eylemlerin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini tamamen kaldıracak veya önemli ölçüde azaltacak şekilde akıl hastalığının ve ceza ehliyetinin bulunup bulunmadığına dair rapor alınmasında zorunluluk bulunması, 2- Hırsızlık suçunun işlendiği, tel örgü ile yanları çevrili, binanın önü olarak belirlenen alanın bina veya eklentileri niteliğinde olup olmadığının tespiti açısından gerekirse mahallinde keşif yapılarak suç vasfı belirlendikten sonra, sonucuna göre eylemin 5237 sayılı TCK 141/1, 142/1-b maddelerinden hangisine uyduğunun tartışılıp değerlendirilmesi ve eylemin TCK’ nun 141/1 maddesine uyduğunun belirlenmesi halinde hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren 6373 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK nın 253. maddesinin 1. fıkrasının b bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığını anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK nın 7/2 naddesi uyarınca, "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğü giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." hükmü de gözetilerek 6373 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usullere göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 3- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı sonrasında, sanığın deneme süresinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle duruşma açılırken, duruşma gününü bildiren tebligat parçası üzerinde sanığın ""Duruşmaya gelmemesi halinde yokluğunda hükmün açıklanacağına"" dair şerhin yer almaması nedeniyle sanığa usulüne uygun davetiye çıkarılmadan, yokluğunda hüküm açıklanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 4- Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediğine ilişkin ihbar üzerine, sanığın duruşmada bildirdiği ve bilinen son adresi yerine Tebligat Kanunu 21. maddesine aykırı olarak doğrudan MERNİS adresine duruşma gününü bildirir tebligat gönderilmek sureti ile sanığın yokluğunda hükmün açıklanmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın savunma hakkı kısıtlanarak 5271 sayılı CMK" nun 196. maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’nın temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesine, 31.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.