13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/22078 Karar No: 2017/9384 Karar Tarihi: 11.10.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/22078 Esas 2017/9384 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı avukat ile davacı arasında avukatlık hizmeti alacağına dair bir sözleşme bulunmaktadır. Davacı, aleyhine icra takibi başlatıldığını fakat böyle bir borcu olmadığını iddia ederek, davalıya borçlu olmadığının tespit edilmesi için menfi tespit davası açmıştır. Mahkeme, dosyanın görevli ve yetkili olduğuna yönelik tespit yaparak, Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir. Ancak dava, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un yürürlüğü döneminde açılmıştır ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın kanunun kapsamında kaldığı belirlenmiştir. Bu nedenle, davanın Tüketici Mahkemesi'nde görülmesi gerektiğine karar verilmiştir. Kararda yer alan kanun maddeleri ise şöyledir: 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. ve 73. maddeleri.
13. Hukuk Dairesi 2016/22078 E. , 2017/9384 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, avukat olan davalının, avukatlık hizmeti alacağı olduğundan bahisle, aleyhine icra takibi başlattığını, ancak böyle bir borcunun olmadığını ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi olup, sözleşme tarihindeki 4077 sayılı yasaya göre ve 20. Hukuk dairesinin 2015/4721-8366 ilamında da belirtildiği üzere dosyanın görevli ve yetkili... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine (karar kesinleştiğinde ve talep halinde) karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğü döneminde açılmış olup, anılan Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda davacı, davalı avukatın vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla aleyhine başlatığı icra takibine borcunun olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın tüketici mahkemesi sıfatı ile esasına girilip görülmesi gerekirken, genel mahkemelerin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-3 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.