11. Hukuk Dairesi 2016/10502 E. , 2018/4530 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30.05.2016 tarih ve 2014/465-2016/641 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 29.05.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... ile ihbar olunan vekili ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin yurt dışından satın alarak M/V RAMA gemisi ile nakliyesini yaptırdığı yüklerin tahliyesinin davalı tarafından yapıldığını,emtianın tahliyesi esnasında sert ve kaba elleçleme, emtianın ambar içine düşürülmesi ve devrilmesi neticesinde zararın meydana geldiğini, toplam hasar miktarının 520.000 Euro olarak tespit edildiğini, hasar miktarından 94.326,15 Euro tenzil edilerek bakiye kısmın dava dışı sigorta şirketi tarafından müvekkiline ödendiğini ileri sürerek, 94.326,15 Euro’nun hasar tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, limanlardaki “stevedoring” tahmil tahliye ameliyesinin eser sözleşmesi kapsamında olduğundan davacının süresi içerisinde BK m. 470"e göre makul süre içerisinde ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, hasarlandığı iddia olunan yüklerin tamamının yükleme limanında gemiye ıslak olarak yüklendiğini, konşimento da bu durumun yer aldığını, tahliyeye ilişkin tutanakların doğru olmadığını, tahliye-puantaj kayıtları ile de uyuşmadığını, kaptanın gönderdiği protesto mektuplarının gerçeği yansıtmadığını, ambalaj yetersizliğinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, taşıyanın TTK m. 1178/3a gereği alıcısına teslim edilene kadar yükün zararından sorumlu olduğunu, kaptanın nezaret yükümlülüğünün de bulunduğunu, sorumluluklarının sınırlı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, alınan 04.05.2015 tarihli ilk bilirkişi raporu ve 13.04.2016 tarihli ikinci bilirkişi raporlarında sorumluluk konusunda yapılan tespitlere katılınmadığı, aynı olaya ilişkin olarak 2014/443 Esas sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda liman işletmesinin geminin tahliyesinde sorumlu olduğu tahliyenin yapılmasında ihmal ve kusurunun bulunduğu, yükün ambalajının ıslak ve kısmi hasarların tahliye sırasında bilindiği, ... A.Ş"nin buna uygun tahliye yöntemini izlemesi gerektiğinin belirtildiği, davacının süresi içerisinde davalıya ihbarda bulunduğu, davalının çalışanlarının stevedore’lerinin taşıyıcının BK m. 116’ya göre ifa yardımcısı olduğundan sorumlu olmadığı iddiasının yerinde olmadığı, davalının davacıya yapmış olduğu hizmet karşılığı fatura düzenlediği, taraflar arasındaki bu işlem eser sözleşmesi niteliğinde olduğundan davalının TTK m. 1186’daki taşıyanın yararlandığı sınırlamalardan yararlanmaksızın sorumlu olacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 94.326,12 Euro’nun temerrüt tarihi olan 31.08.2013 tarihinden itibaren 3095 S.K. m.4/a ya göre devlet Bankalarının Euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak fiili ödeme gününde ki döviz satış kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacıya ait yükün davalıya ait limanda gemiden tahliyesi sırasında hasara uğradığı iddiasıyla uğranılan zararın dava dışı sigortacı tarafından karşılanmayan kısmının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı liman işletmesinin geminin tahliyesini üstlendiği, davalının tahliyenin yapılmasında ihmal ve kusurunun bulunduğu, davalının davacıya yapmış olduğu hizmet karşılığı fatura düzenlediği, taraflar arasındaki bu işlemin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, davacının süresi içerisinde davalıya ayıp ihbarında bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 470. maddesinde eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmış olup, eser sözleşmesinde tarafların borç ve sorumlulukları ile haklarının düzenlendiği aynı kanunun 471. ve devamı maddeleri hükümleri nazara alındığında davalı tarafından yerine getirilen gemiden malların tahliyesi işlemlerinin eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün görülmemektedir. Davalının yerine getirdiği edim itibariyle taraflar arasında iş görme sözleşmesi söz konusu olup, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 502/2 maddesi uyarınca niteliğine uygun düştüğü ölçüde uyuşmazlığa vekalete ilişkin hükümler uygulanacaktır. Bu suretle; mahkemenin taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi olduğu yönündeki değerlendirmesi doğru değilse de vekalet sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanması ile de davalının sorumluluğuna gidilecek olup mahkeme kararı sonucu itibariyle doğru bulunduğundan 6100 Sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi delaletiyle, HUMK"un 438. maddesinin son fıkrası uyarınca kararın gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün gerekçesi düzeltilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 15.516,81 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 19.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.