7. Hukuk Dairesi 2021/3413 E. , 2021/1181 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : .... Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13/02/2017 tarihinde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/09/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf talebinin gerekçede açıklanan nedene hasren kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili; vekil edenine ait dava konusu 22 No’lu bağımsız bölümün davalı tarafından haksız şekilde boşaltılmadığını belirterek elatmanın önlenmesini ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 2.000,00TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 04.06.2020 tarihli ve 2018/2565 Esas, 2020/513 Karar sayılı ilamında belirtilen “..elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemli davada, Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca belirlenen toplam dava değeri üzerinden belirlenecek tek harç ve avukatlık ücretinin davacı yararına, reddedilen ecrimisil bakımından ise davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile her bir talep bakımından ayrı ayrı harç ve avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun açıklanan nedene hasren kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile; 5655 ada 9 parselde davacı adına kayıtlı A blok 11. kat 22 No’lu bağımsız bölüme davalının elatmasının önlenmesine ve taşınmazın boş olarak davacıya teslim edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; mülkiyete dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 190. maddesi ile TMK"nın 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile 22 No’lu dairenin davalı ...’nın tasarrufu altında olduğunun ispat külfeti davacı tarafa aittir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, 5665 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan 22 No’lu bağımsız bölümün maliki olduğu ve davalının dava konusu dairede bulunduğu belirtilen eşyalarını almayarak tasarruf hakkını kısıtlandığı iddiasıyla eldeki davayı açtığı görülmektedir.
Somut olayda, davacının Kayseri 7. Noterliği aracılığıyla davalıya gönderdiği 00150 No’lu 02.01.2017 tarihli ihtarnamede, taşınmazın boş olarak teslimini talep ettiği, aynı şekilde davalının da Kayseri 11. Noterliği aracılığıyla davacıya gönderdiği 05.01.2017 tarih ve 671 yevmiye numaralı ihtarname ile, 07.02.2017 tarihinde müşterek konuta döneceği ifade edilerek, evin anahtarının teslimini istediği, 09.06.2017 tarihli keşif tutanağında izah edildiği üzere, taraf vekillerinin birlikte söz alarak “...keşfe konu yer şuan bulunduğumuz yerdir. Evde bulunan eşyaların bir kısmı davalıya, bir kısmı da davalının eşi davacının oğluna aittir.” şeklinde beyanda bulundukları, yine aynı keşif zaptında “...keşfe konu yeri göstermeleri davacı vekili ile birlikte gelen davalının eşinin getirdiği anahtarla daire açılıp, gösterilmesi üzerine mahkeme heyeti ile birlikte gezildi” izahatının yapıldığı, davacı ...’in 26.04.2018 tarih ve 5 No’lu duruşmada “...davalının ihtarnamesi bize geldi ancak anahtar zaten kendisinde vardı, bu ihtar bana gönderildikten sonra ben anahtarın göbeğini değiştirdim, o evde kendisinin oturacağını söylediği için değiştirdim, eşyalarda eksiklik olursa şikayetçi olacağını beyan etmesi sebebiyle bu yönde bir tedbir aldım..” yönünde imzalı açıklamada bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu deliller karşısında davalının dava konusu taşınmazda fiilen oturmadığı, davacının tasarruf hakkını kısıtladığının kanıtlanamadığı görülmektedir. Nitekim keşif sırasında bile davacının oğlu tarafından getirtilen anahtarla açılan çekişmeli yerdeki eylemli durumunun davalı aleyhine olacak şekilde değerlendirilmesi mümkün olmadığı gibi, fiili hakimiyeti davacıda olan bağımsız bölüm üzerinden davalının sorumluğuna gidilmesi de doğru değildir.
Bu durumda Bölge adliye mahkemesince, çekişmeli 22 No’lu daire için açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 25/06/2020 tarihli, 2021/3413 Esas, 2020/513 sayılı Kararının BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, dosyanın HMK"nın 373/2 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 28/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.