2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/727 Esas 2019/5999 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/727
Karar No: 2019/5999
Karar Tarihi: 09.05.2019

2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/727 Esas 2019/5999 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanıklar hakkında daha önce verilen mahkumiyet kararı, 2863 sayılı Kanuna Aykırılık suçundan dolayı yapılan arama sonucunda elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağı gerekçesiyle bozuldu. Mahkeme, adli arama kararı alınmadan yapılabilecek arama hallerinin belirtildiği ve suçüstü halinin söz konusu olduğu durumlarda karar alınmadan arama yapılabileceğinin kabul edilmesi gerektiği yönündeki Yargıtay Ceza Genel Kurulu ilamına da atıfta bulundu. Ancak, sanıkların suçtan cezalandırılabilmesi için hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde hukuka uygun delillerle ispat edilmesi gerektiği belirtilerek, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirme dışı tutulması gerektiği vurgulandı. Mahkumiyet kararı bozularak sanıkların beraatine karar verildi.
Kanun Maddeleri:
- 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53/1, 52/2, 54. maddeleri
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 2/e maddesi
- 161 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Ek 6. maddesi
- 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun Ek 6. maddesi
12. Ceza Dairesi         2018/727 E.  ,  2019/5999 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
    Hüküm : Sanıklar hakkında; 2863 sayılı Kanunun 67/2, 5237 sayılı TCK"nın 53/1, 52/2, 54. maddeleri gereğince mahkumiyet

    2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/10/2016 tarih, 2016/10-57 Esas, 2016/374 Karar sayılı ilamında, adli arama kararı alınmasına gerek olmaksızın arama yapılabilecek hallerin açıklandığı, buna göre, bazı durumlarda hakim kararı ve yazılı arama emri bulunmasa dahi arama yapılabileceği, bu hallerin olayın özelliğinden veya kanun hükmünün verdiği arama yetkisinden kaynaklanabileceği gibi, arama emri almaya imkan bulunmaması nedenine de dayanabileceği, bu durumlarda kolluk görevlilerinin, bir arama kararı veya emri beklemeden arama yapmak, delilleri elde etmek ve failleri yakalamakla görevli oldukları, Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin “Karar alınmadan yapılacak arama” başlıklı 8. maddesinde, arama kararı alınmasına gerek olmayan hallerin sayıldığı, bu hallerden birinin de anılan maddenin (f) bendinde, “... suçüstü hâlinde yapılan aramalarda, toplum için veya kişiler bakımından hayatî tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla veya kapalı yerlerden gelen yardım çağrıları üzerine, konut, işyeri ve yerleşim yeri ile eklentilerine girmek için” şeklinde açıklandığı, dolayısıyla, suçüstü halinin söz konusu olması durumunda, karar alınmadan arama yapılabileceğinin kabulü gerektiği;
    Somut olay bu ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; kolluk kuvvetlerince önleme araması sırasında, durumundan şüphelenilerek durdurulan ... sayılı araçta Küçükçekmece Sulh Ceza Mahkemesinin 02/07/2009 tarih ve 2009/1085 değişik iş sayılı önleme araması kararına istinaden araçta arama yapıldığı, arama sonucunda, aracın bağaj kısmında kağıtlar ve poşetler içerisine konmuş vaziyette tarihi eserler ile sanık ...’in üzerinde poşete sarılı vaziyette tarihi eserlerin ele geçirildiği emniyet genel müdürlüğünün yazısı ile müze müdürlüğünden ele geçirilen eşyaların 2863 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığına ilişkin rapor talep edildiği, müze müdürlüğü tarafından düzenlenen rapor ile 4 adet sigara tablası, 1 adet tüfek mekanizması, 1 adet gümüş yüzük, 2 adet toplu tabancanın yeni olması nedeniyle 2863 sayılı Kanun kapsamında olmadığının diğer eserlerin ise kanun kapsamında olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği, dosya içerindeki kolluk tarafından düzenlenen evraklarda anılan adli önleme aramasına istianaden ele geçirilen eserlere el konulduğu anlaşılmakla; 5271 sayılı CMK"nın 2/e, 161 ve 2559 sayılı PVSK"nın Ek 6. maddeleri uyarınca, bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenen kolluğun, derhal Cumhuriyet savcısına olayı haber verip emri doğrultusunda soruşturma işlemlerine başlaması gerekmekte iken, Cumhuriyet savcısı durumdan haberdar edilmediği ve el koymanın onanması kararı alınmadığının anlaşılması karşısında; bu şekilde yapılan arama sonucunda elde edilen delillerin hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, sanıkların bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartının, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte hukuka uygun olarak elde edilmiş delillerle ispat edilebilmesi olduğu, bu itibarla, hukuka uygun olmayan arama işlemi sonucunda ele geçen delillerin hükme esas alınamayacağının belirlendiği olayda; dosyadaki hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirme dışı tutulması gerektiğinden, sanıkların cezalandırılmasına yeterli yasal delil bulunmadığı anlaşılmakla; atılı suçtan sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkumiyetlerine kararı verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.