Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/9011 Esas 2018/4037 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/9011
Karar No: 2018/4037
Karar Tarihi: 02.05.2018

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/9011 Esas 2018/4037 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum edilmiştir. Sanığın başka bir kişiye imzalattığı sahte çeki kullanmak suçlamasıyla yargılandığı davada, müşteki \"adlı kişi soruşturma sırasında çek karnesini boş olarak bırakmış ve ortağı olan \" İn bundan haberdar olduğunu söylemiştir. Sanığın savunmasına göre, Metal San. Tic. Ltd. Şti.nin ortağı ve yetkilisi olduğu için işlerin kötü gitmesi nedeniyle iflas ettiklerini ve şirketin çek karnesi alamadığı için şahsi çek karnesi aldıklarını belirtmiştir. Çek üzerinde yapılan incelemede imzanın ve yazının müştekinin eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Lehtarın beyanları incelenmemiş ancak hükümden sonra belirtilen beyanlarda çekin kendilerine gönderildiği, çek keşidecisi \"i aradıkları ve onay aldıkları söylenmiştir. Mahkeme, sanığın suç işleme kastının olup olmadığını ve gerçeğin sorunsuz bir şekilde belirlenebilmesi için çeşitli araştırmaların yapılması gerektiği sonucuna varmıştır. Kararda, sanığın madde 53 (Resmi Belgede Sahtecilik) altında hangi suçla yargılandığı belirtilmiştir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli iptal kararını göz önünde bulundurarak madde 53'ün uygulanması ile ilgili yeniden
11. Ceza Dairesi         2016/9011 E.  ,  2018/4037 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Sanığın, davaya konu resmi belge vasfındaki çeki, başka bir kişiye imzalatıp sahte olarak düzenlettirdikten sonra lehtar/mağdur ..." e vererek kullandığı iddia olunan davada; keşideci görünen/müşteki ..."in soruşturma işlemleri sırasında, “...çek karnesini boş olarak ..."a bırakmıştım, ortağı olan ..."İn bundan haberi vardı, her ikiside ihtiyaç olduğunda çekleri kullanacaklarını bana söylemişlerdi ...“ şeklindeki beyanı; sanığın savunmasında, “... Metal San. Tic. Ltd. Şti.nin ortağı ve yetkilisiyim. İşlerimizin iyi gitmemesi nedeni ile iflas ettik, bankalardan çek karnesi alamayınca, aynı zamanda şirketin ortağı olan kardeşim ...,...bankası Nişantaşı şubesinden şahsi çek karnesi almıştı...Şirketin gayri resmi ortağı olan ..., kardeşim ... ve ben gerek duyulduğu zaman bu çek karnesinden çek kullanıyorduk. Şikayeti konu çeki kimin keşide ettiğini bilmiyorum...” şeklindeki savunması, çek üzerinde yaptırılan imza ve yazı incelemelerinde, çekin ön yüzündeki yazı ve imzaların müşteki ..."in eli ürünü olmadığının belirtilmesi ve sanığın eli ürünü olduğuna dair de garafolojik yakınlık tespit edilememesi; lehtar ... "in aşamalarda dinlenmemiş olması ancak hükümden sonra 02.06.2014 havale tarihli dilekçesinde, “...çekin kendi şirketi çalışanı ... aracılığı ... tarafından gönderildiğini, çek ... tarafından getirildiğinde kendisinin çek keşidecisi ..."i aradığını ve çek için onay aldığını” söyleyerek sanığın suçsuz olup ceza alması nedeniyle vicdanen rahatsız olduğunu belirtmesi karşısında; sanığın suç işleme kastının olup olmadığının ve gerçeğin kuşkudan uzak şekilde belirlenebilmesi açısından;
    1-Sanığın keşide ettiği çeke dayanarak icra takibi yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa borca veya imzaya itiraz edilip edilmediği ve sanığın benzer şekilde ... adına düzenlediği ve ödenmiş çekler olup olmadığı ilgili bankadan da sorularak araştırılması; lehtar / ... ve çalışanı olduğunu beyan ettiği ..." un, 02.06.2014 havale tarihli dilekçe içeriği de gözetilerek tanık olarak dinlenmeleri, olaya ilişkin bilgi ve görgülerinin tespit edilerek çekin kimden ne için alındığının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması; toplanan delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulmuş olması,
    2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.