10. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/7070 Karar No: 2019/4172 Karar Tarihi: 09.05.2019
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/7070 Esas 2019/4172 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2018/7070 E. , 2019/4172 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-)2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. (02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 11. maddesiyle, bu fıkrada yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiştir.) İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, asıl alacak niteliğindeki ödenen ve icra takibine konu yapılan tutarın, takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit, dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, takibe haksız itiraz eden davalının, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacı alacaklı Kurum yararına takibe konu tutarın %20’si oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu, asıl alacak üzerinden hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : Hükmün (2) numaralı bendinde yer alan “7.923,75 TL” ibaresinin silinerek yerine, “9.236,63 TL” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.