23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8042 Karar No: 2020/100 Karar Tarihi: 14.01.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8042 Esas 2020/100 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2016/8042 E. , 2020/100 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; davalının, davacının gümrükleme işlemini yerine getiren gümrük müşaviri şirket olduğunu, bu çalışma sistemi içerisinde davalının ... ve Yöresi Gümrük Tahmil Tahliye Depoları Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifine ait nakliye faturalarını kendi kaşe ve imzasını atmak suretiyle dekont ederek davacıya getirdiğini, bu getirilen faturaların sahte fatura olması sebebiyle Maliye Bakanlığı davacı hakkında vergi inceleme raporu tanzim ettiğini, uzlaşma miktarı üzerinden gecikme faizi ile birlikte vergi dairesine davacı tarafından 28.429,06 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin davalının hizmet kusurundan kaynaklandığı, bu sebeple ödenen bu bedelin davalıdan talep edildiğini, ancak davalının olumlu bir yanıt vermediğini ileri sürerek 28.429,06 TL"nin davalının temerrüde düştüğü 15/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin söz konusu kooperatif ile davacı şirket arasındaki ticari ilişkide faturaların muhteviyatını araştırma ve inceleme gibi bir sorumluluğunun olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin kendisi aleyhine tarh edilen vergi cezasını hukuki yollarla hakkını arayarak vergi mahkemesinde açacağı dava ile bu tarhın haksız olduğunu delilleriyle ortaya koyma olanağı var iken uzlaşmaya başvurması ile artık vergi hukuku yönünden esas bakımından haklı olduğunu kanıtlama olanağı bulunmadığından ve sonradan da davacının vergi mahkemesine dava açma olanağı kalmadığından ve davacının lehine olabileceği yönünde bir kabul ile artık ticaret mahkemesinde karar tesis edilemeyeceği ayrıca dosyaya belirtilen İstanbul Anadolu 32. Asliye Ceza Mahkemesinde de tarafların Hukuk Mahkemesi davasının tarafı da olmadığı ve dava dışı Kooperatif yöneticileri olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı vekilinin talebi; davalının getirdiği sahte faturanın kullanılması nedeniyle oluşan vergi cezasının davalı davranışından kaynaklandığından bahisle tazminat talebine ilişkindir. Bu durumda, dava konusu olayda faturanın sahte olup olmadığı önem kazanmaktadır. Zira fatura sahte ise, davacının Maliye Bakanlığı ile Uzlaşmaya girerek cezayı ödemiş olmasından davalının faydalanması mümkün değildir. Ancak faturalar sahte olmayıp ödenmemesi gereken ceza davacı tarafından ödenmişse bu durumda Uzlaşma yoluyla davacı tarafından cezanın ödenmesi davalıyı sorumlu hale getirmez. Bu durumda Mahkemece faturaların sahteliğinin incelendiği İstanbul 32.Asliye Ceza Mahemesinde görülmekte olan ceza dosyası celbedilerek işbu davaya konu faturaların da bu dosyada incelenip incelenmediği belirlenip inceleniyor ise ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi ve yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş olup davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.