4. Hukuk Dairesi 2020/153 E. , 2021/2707 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Çarşamba 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 15/12/2017 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/05/2019 günlü karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 16/12/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
-KARAR-
Davacılar vekili, müvekkillerin desteği ...’nın aracı ile seyir halinde iken davalı ...’nun sürücüsü olduğu aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, davalı ...’nun aracın maliki olduğunu, davalının sürücü belgesiz araç kullandığını belirterek ölenin eşi ... için 100.000,00 TL, çocukları ..., ... ve ... için ayrı ayrı 70.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalılar vekili, ...’nun araç hakimiyetini beklenmedik şekilde kaybetmesi neticesinde kazanın meydana geldiğini, kusur izafesini kabul etmediklerini, yol kenarında büyükçe bir çukurun olduğunu, çukurun su ile dolu olduğunu, otopsi raporunda ölümün kaza anındaki çarpmanın etkisiyle değil yol kenarında biriken su sebebiyle meydana geldiğini, bu anlamda davanın muhatabının Karayolları Genel Müdürlüğü olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... için 40.000,00 TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 15.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
1.Davacılardan ..., ... ve ...’nın temyiz itirazlarının incelenmesinde:
İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar bakımından temyiz sınırı her birinin temyizi bakımından ayrı ayrı belirlenecektir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı dikkate alındığında 2019 yılı için 58.800,00 TL’dir.
HMK 362/1-a ve 362/2. maddeleri gereğince temyiz edenin sıfatına göre hükmedilen ya da mahkemece kabul edilmeyen bölümünün miktar veya değeri 58.800,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin bölge adliye mahkeme kararlarının temyizi kabil değildir. Kesin olan kararların temyizinin istenilmesi halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından bu konuda temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, verilmemiş olması halinde Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilecektir.
Adı geçen davacılar tarafından temyize konu edilen miktarlar, yukarıda belirtilen temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır. O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmayıp adı geçen davacıların temyiz dilekçesinin HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
2.a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davacılardan ...’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
b)Davacılardan ...’nın diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; davacının ölenin eşi olması, davalının tam kusurlu olması, olayın meydana geliş biçimi ve yukarıdaki ilkeler nazara alındığında adı geçen davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacılardan ..., ... ve ...’nın temyiz dilekçesinin HMK 362/1-a maddesi gereğince REDDİNE, yukarıda (2-b) no’lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca davacılardan ... yararına BOZULMASINA, (2-a) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacılardan ...’nın diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 09/06/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.