14. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/943 Karar No: 2018/4400 Karar Tarihi: 04.06.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/943 Esas 2018/4400 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2018/943 E. , 2018/4400 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili tarafından, davalı ... aleyhine 30.01.2013 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalının yetkili vekili ile davacı arasında ... 28. Noterliğinin 21.09.2005 tarih 35938 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, satış bedelinin ödendiğini ileri sürerek ... iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın açıldığı tarih itibarı ile kadastro mahkemesindeki dava sonuçlanmamış olmakla davanın dinlenebilirlik koşulu gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı ... iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Somut olaya gelince; HMK"nın 165. maddesine göre bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına kadar yargılama bekletilebilir. Davalı ..."un müdahil konumunda bulunduğu kadastro tespitine itiraz davasının Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 22.01.2013 tarih, 2012/4964 – 2013/92 E-K sayılı kararıyla bozularak, Büyükçekmece Kadastro Mahkemesinin 2013/221 esasında derdest olduğu, bu nedenle satış vaadi sözleşmesine konu parselin ... kaydında mülkiyet hanesinde "davalı" ibaresinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı ... iptal ve tescil talepli, "..."un 4 pafta 1703 parselde kayıtlı taşınmazda mevcut hissesinin tamamının davacı ... adına tescilinin vaad ve taahhüt edildiği" konulu, ... ilçesi 4 pafta 1703 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin ihtilaflı olduğu göz önüne alındığında, Mahkemece, ... Kadastro Mahkemesinin 2013/221 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması, karar kesinleştikten sonra mülkiyet ihtilafı giderilmiş olacağından, mahkeme kararının kesinleşme şerhli onaylı örneği dosyaya getirtilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.