17. Hukuk Dairesi 2015/12015 E. , 2018/1590 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muvazaa davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekili davacı ..."ın inşaat ustası olduğunu, dava konusu gayrimenkulün davalı ..."ya ait iken, inşaatın yapımında sigortalı olarak inşaat ustası sıfatı ile çalışmakta iken müvekkili ..."ın 16/12/1996 tarihinde iş kazası geçirmesi üzerine; ... Asliye Hukuk Mahkemesine açtıkları 1999/193 esas sayılı dosyasıyla davalılardan işveren ..."ya karşı maddi ve manevi tazminat davası açtıklarını, mahkemece müvekkili lehine maddi ve manevi tazminata hükmolunduğunu, davalı borçlu ..."nın dava konusu olan ... ilçesi ... Mah. 135 ada 43 parsel zemin 1. kat bağımsız bölümün tapu kaydını mal kaçırmak kastı ile muvazaalı olarak gerçekte bağış sureti ile hiçbir para almadan tapuda satışmış gibi göstermek sureti ile kardeşinin eşi olan diğer davalı ..."ya muvazaalı olarak temlik ettiğini, icra takibine koydukları miktarın 63.312,10 TL olup diğer davalı ..."dan tahsil imkanları olmadığından davalı ... adına kayıtlı ... Mah. ... mevkiinde 135 ada 43 parsel sayılı gayrimenkulün zemin 1. kat bağımsız bölüm tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tapunun kayıt ve tesciline karar verilmesine, mahkeme gideri ve avukatlık ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı tarafça işlemin muvazaalı olduğuna dair herhangi bir delil sunulamadığı, davacı davasını somut, inandırıcı delille ispat edemediğinden ve satış bedelinin piyasa rayicinden düşük gösterilmesinin tek başına muvazaanın delili olamayacağı anlaşıldığından ispat olunamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, BK"nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir.Bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. (HMK"nun madde 33) Somut olayda; dava dilekçesindeki ileri sürüş biçimine göre dava hukuksal nitelikçe Türk Borçlar Kanunu"nun 19. maddesinin özüne ve sözüne uygun muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir.Davacı; davalı borçlu işveren ... ’ın işinde çalışırken 16/12/1996 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle aralarında davalı ... aleyhine 01/01/1999 tarihinde tazminat davası açmış ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 27/05/2009 tarih, 1999/193 Esas 2009/175 Karar sayılı ilamı ile 10.145,56 YTL maddi,750,00 YTL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş anılan ilam davacı tarafından 02/06/2009 tarihinde takibe konulmuş alacak henüz ödenmemiştir. Dava konusu taşınmaz davalı borçlu tarafından takip konusu borcun doğumundan ve aleyhine açılan tazminat davasından sonra 04/01/2000 tarihinde borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek olan kardeşinin eşi davalı ...’ya satılmıştır. Davalıların akrabalık bağı değerlendirildiğinde; dava konusu satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle davanın kabulü ile İİK 283.maddeden kıyasen uygulanarak tapu kaydının iptaline gerek olmadan dava konusu 04/01/2000 tarihli satış işleminin davacının takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline davacıya alacak ve ferileriyle sınırlı olarak taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 05/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.