Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı, borçlu hakkında ilama dayalı takip yapmış olup, borçlu, icra emri tebliği üzerine, istenilen faizin dayanak ilamın karar tarihinden itibaren hesaplaması gerekirken dava tarihinden itibaren hesaplanarak takibe konulduğunu, bu hesaplamanın yanlış olduğunu ileri sürmüştür. Dayanak ilam incelendiğinde; ".... aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasının davacı-davalı alınarak davalı davacı  verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiş, ancak faizle ilgili herhangi bir hüküm verilmemiştir.
Kural olarak ilamda faize hükmedilmediği hallerde alacaklı, takibe konulması için kesinleşmesine gerek bulunmayan ilamlarda hükmedilen alacağa ve ferilerine (ücreti vekalete, harca ve mahkeme masraflarına da), karar tarihinden itibaren faiz isteyebilir. Faizle ilgili şikayet, ilama aykırı istemin düzeltilmesi niteliğinde olup bu istek İİK.nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tabidir.
O halde icra mahkemesince borçlunun faizle ilgili şikayetinin esası incelenerek olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken istemin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.