13. Ceza Dairesi 2017/5217 E. , 2018/6217 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik ve müşteki ..."e yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 142/2-b maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna uyduğu gözetilmeksizin somut olayda uygulama yeri bulunmayan ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 62. maddesi ile değişik TCK"nın 142/2-h maddesi ile hüküm kurulmuş ise de, temel cezanın tayini gözetildiğinde yapılan uygulamaya göre anılan bu yanlışlık esasa etkili görülmediğinden; suç tarihindeki ekonomik koşullara ve paranın satın alım gücüne göre çalınan 320 TL"nin az kabul edilemeyeceği gözetildiğinde sanık hakkında şartları oluşmadığı halde TCK"nın 145. maddesinin uygulanması ve sanığın yakalanmasından sonra kemerinin arasına sıkıştırdığı 320 TL"nin olaydan sonra müştekinin başvurusu üzerine müştekinin çalınan parası olduğunun tespiti ile muhafaza altına alındıktan sonra mahkemece müştekiye iade edildiğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında TCK"nın 168. maddesinin de uygulanma şartları oluşmadığı halde yazılı şekilde hüküm kurulması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına dayanak yapılan İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 25.10.2010 tarih ve 2009/611-2010/717 E.-K. sayılı ilamı ile İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 30.04.2013 tarih ve 2013/169-2013/472 E.-K. sayılı ilamının suç tarihinden sonra 13.03.2014 ve 17.09.2014 tarihlerinde kesinleşmiş olmaları nedeniyle tekerrüre esas alınamayacaklarının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümünün çıkarılarak yerine “Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58/6-7. maddesi uyarınca Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28.12.2009 kesinleşme tarihli 2007/549-2009/1111 E.-K sayılı ilam dosyasındaki hükümlülüğünün mükerrirliğe esas alınmasına, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” şeklinde yazılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık hakkında başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ile müşteki ..."e yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelenmesine gelince;
1-Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hükme yönelik;
a-TCK"nın 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması, TCK"nın 267/1. maddesinde tanımlanan “iftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. Somut olayda; yakalama tutanağı içeriğine göre, sanığın yakalandığı anda kendisini ağabeyi ... olarak tanıttığı, karakola götürüldüğünde verdiği kimlik bilgilerinin doğru olmadığını söyleyerek üzerine kendi fotoğrafını yapıştırdığı katılan ..."a ait sürücü belgesini çıkartıp adının ... olduğunu söylediği, ancak sürücü belgesinin sahte olmasından şüphe duyulması üzerine sanığın gerçek kimliğinin bizzat kendi beyanı ile ortaya çıktığı ve tutanağın gerçek kimlik bilgilerine göre düzenlendiğinin anlaşılması karşısında; henüz herhangi bir suç isnadının bulunmaması nedeniyle, TCK"nın 267/1. maddesi kapsamında iftira suçunun yasal unsurları oluşmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
b-Kabule göre de;
aa-Sanığın 5237 sayılı TCK"nın 268. maddesinin yollaması ile 267/1. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
ab-Sanığın, mağdur hakkında adli soruşturma başlamadan önce iftirasından dönmesi sebebiyle, hakkında verilecek cezada TCK"nın 269/1. maddesine göre indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde 269/2. maddesine göre indirim yapılması,
2-Müşteki ..."e yönelik hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 142/2-b maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna uyduğu gözetilmeksizin somut olayda uygulama yeri bulunmayan ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 62. maddesi ile değişik TCK"nın 142/2-h maddesi ile hüküm kurulması,
2-Suç tarihindeki ekonomik koşullara ve paranın satın alım gücüne göre çalınan 190 TL"nin az kabul edilemeyeceği gözetildiğinde sanık hakkında şartları oluşmadığı halde TCK"nın 145. maddesinin uygulanması,
3-Tramvaylarda hırsızlık yapıldığının ihbarı üzerine olay öncesinde kolluk kuvvetleri tarafından takibe alınan sanığın tramvayda yolculuk yapan müştekinin cebinden parasını çaldıktan sonra kendisini olay öncesinde takibe alan polis memuru tarafından yakalandığı, çaldığı parayı yere attığı, yerden alınan bu paranın da eksiksiz olarak müştekiye iade edildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eylemi teşebbüs aşamasında kaldığı halde, tamamlanmış suçtan hüküm kurulması,
4-Teşebbüs aşamasında kalan suçlarda etkin pişmanlık hükümleri uygulanamayacağı gibi, mahkeme kabulünün aksine sanığın somut olayda herhangi bir etkin pişmanlığı olmadığı halde sanık hakkında TCK"nın 168. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
5-5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına dayanak yapılan İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 25.10.2010 tarih ve 2009/611-2010/717 E.-K. sayılı ilamı ile İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 30.04.2013 tarih ve 2013/169-2013/472 E.-K. sayılı ilamının suç tarihinden sonra 13.03.2014 ve 17.09.2014 tarihlerinde kesinleşmiş olmaları nedeniyle tekerrüre esas alınamayacaklarının gözetilmemesi,
6-Kabule göre de; sanık hakkında TCK"nın 168/1. maddesi uygulandığı halde hüküm fıkrasına aynı yasanın 168/2. maddesinin yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, müşteki ..."e yönelik hırsızlık suçuna yönelik olarak, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi gereğince sonuç ceza bakımından sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 24.04.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.