19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2506 Karar No: 2016/9684 Karar Tarihi: 30.05.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/2506 Esas 2016/9684 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, keşide ettiği çekin menfi tespiti için davalı bankayı dava etmiştir. Davalı banka ise çekin kredi borçlusunun kendisi olduğunu ve çekin cirosunun kendilerine yapıldığını savunmuştur. Mahkeme, çekin hamilinin davalı banka olduğuna karar vererek davanın kabulüne hükmetmiştir. Ancak Yargıtay, çekin hamilinin davalı banka olduğunu ve bankanın meşru hamil olduğunu belirterek, davacının borçlu olmadığı iddiasının hukuki bir dayanağı olmadığı gerekçesiyle kararı bozmuştur. Kanun maddeleri ise belirtilmemiştir.
19. Hukuk Dairesi 2016/2506 E. , 2016/9684 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili,müvekkilinin dava konusu 13.12.2013 keşide tarihli 19.500 TL bedelli çeki dava dışı kişiler ile arasında akdedilen taşeronluk sözleşmesi kapsamında keşide edip verdiği bu kişilerden ..."ın kullanmış olduğu kredinin teminatı olarak davalı bankaya ciro edildiğini,sözü edilen taşeronluk sözleşmesinin tam ifa edilmemesi nedeni ile dava konusu çeke ilişkin açılan menfi tespit davasının kabul edilip kesinleştiğini,ancak çekin davalı banka tarafından icra takibine konu edildiği ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/44 E. sayılı icra takibinden dolayı müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitini ve takip konusu alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu çekin müvekkili bankanın kredi borçlusu olan ... tarafından müvekkil bankaya temlik cirosu ile ciro ve teslim edilmiş olduğunu, ciro üzerinde "tahsil içindir" gibi bir ibare bulunmadığını,söz konusu çekin kredi güvencesi olarak bedeli ödendiğinde kredi borcuna mahsup edilmek üzere temlik cirosu ile teslim edildiğine dair çek tevdi bordrosunu bulunduğunu, temlik cirosu ile davalı bankanın takip konusu edilen çekin yetkili hamili olduğunu, davacının, bu çekin..."a karşı karşılıksız olduğunu kanıtlasa bile iddianın ciranta ve iyi niyetli hamil konumunda olan müvekkil bankaya karşı geçerliliği olmayacağını, savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre,davacı şirketin dava dışı...ve... adına ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/473 E. 2014/173 Karar sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin davanın kabul edilerek kesinleştiği, davacının ise işbu dava ile davalı bankaya karşı borçlu olmadığı hususunda tespit talebinde bulunduğu, davacının çekten dolayı borçlu olmadığı hususunun 3. kişiye karşı da ileri sürebileceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu çekin keşidecisi davacı, lehtarının dava dış..., hamilinin ise davalı .... olduğu anlaşılmaktadır. Davalı bankanın cirosundan önce gelen ciranta lehtarın cirosu olup, lehtar cirosunun rehin için yapıldığına dair çekte herhangi bir kayıt veya bankadan sadır bu yönde delil bulunmamaktadır. Bu durumda davaya konu çekteki lehtar cirosunun temlik cirosu olduğu ve bankanın da meşru hamil olduğu, çeki iktisap ederken borçlunun zararına bedelsizliği bildiği kanıtlanamadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.