Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/5173 Esas 2017/9307 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5173
Karar No: 2017/9307
Karar Tarihi: 09.10.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/5173 Esas 2017/9307 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/5173 E.  ,  2017/9307 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalı bankadan 28.12.2007 tarihinde 125.000,00 TL ve 175.000,00 TL bedelli iki ayrı tüketici/ihtiyaç kredisi kullandığını, kredilerin açılışı esnasında 9.125,00 TL kesinti yapıldığını, ayrıca 07.10.2009 tarihinde 98.100,00 TL ve 134.500,00 TL bedelli iki adet daha tüketici/ihtiyaç kredisi kullandığını, bu kredilerin açılışı esnasında da 4.544,09 TL kesinti yapıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13.669,09 TL haksız kesinti bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece, 13.353,45 TL yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, davalı bankadan kullanmış olduğu konut kredisi, bireysel kredi ve tüketici kredileri nedeniyle kredinin kullandırımı aşamasında yapılan kesintilerin tahsili amacıyla eldeki davayı açmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacının davalı bankadan 28.12.2007 tarihinde 125.000,00 TL ve 175.000,00 TL bedelli, 07.10.2009 tarihinde ise 98.100,00 TL ve 134.500,00 TL bedelli ayrı ayrı konut kredileri kullanıldığı, kredilerinin açılışı sırasında davacıdan 13.353,45 TL haksız kesinti yapıldığı yönünde rapor düzenlenmiş ve mahkemece bilirkişinin belirlediği miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dosya içerisinde 28.12.2007 tarihinde kullanılan 175.000,00 TL bedelli krediye ilişkin belgeler incelendiğinde, kredi sözleşmesinde; konut finansmanı kredi sözleşmesi yazdığı, bu krediye ilişkin kesinti yapılan makbuzda; tüketici kredisi olduğu, geri ödeme planı incelendiğinde ise; işyeri kredisi yazdığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle eksik bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması hatalıdır. İşyeri kredisi, ticari nitelikte bir kredi olup bu kredi yönünden taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibarıyla yürürlükte olan 4077 sayılı yasa kapsamında kalan bir ilişki mevcut değildir ve Tüketici Mahkemesi’nde dava açılamaz. Mahkemece, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu tüm kredi sözleşmelerinin getirtilerek taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine uygun gerektiğinde uzman bilirkişiden ayrıntılı rapor alındıktan sonra varsa işyeri kredileri yönünden tefrik kararı verilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme nedeniyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde peşin alınan harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.