11. Ceza Dairesi 2016/5241 E. , 2018/4010 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Sanıkların mahkumiyetine
Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığının 29.02.2012 tarih ve 2012/968 esas sayılı ile iddianamesi ile sanıklar hakkında 2006 takvim yılında sahte fatura düzenledikleri ve kullandıkları iddiasıyla açılan ve birleştirilmesine karar verilen Osmaniye 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/221(birleşen dosya) esas sayılı dosyasına konu eylemler hakkında mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Sanıklar hakkında Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığının 19.01.2011 tarih ve 2011/250 esas sayılı iddianamesine istinaden açılan asıl davaya konu 2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:
1- Sanıklar hakkında Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığının 19.01.2011 tarih ve 2011/250 esas sayılı iddianamesi ile 2006 takvim yılında ... Kimya … …. Ltd. Şti. tarafından düzenlenen sahte faturaları kullandıklarının iddia olunması, sanıkların suçlamayı kabul etmemesi, sahte fatura kullanma suçunun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de, faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; öncelikle 2006 takvim yılına ait kullanıldığı iddia olunan sahte fatura asılları/onaylı örneklerinden kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, faturaları düzenleyen şirket yetkilisi hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan dava dosyası getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması ve toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
a) Sanıklar hakkında, vergi inceleme raporu ve mütalaaya uygun şekilde Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığının 19.01.2011 tarih ve 2011/250 esas sayılı iddianamesi ile 2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçundan kamu davası açıldığı ve hükmün gerekçesinde de sanıkların sahte fatura kullandıkları kabul edilmesine rağmen, hüküm fıkrasında sahte fatura düzenlemek suçundan da bahsedilmek suretiyle çelişkiye sebebiyet verilmesi,
b) Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme/kullanma eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanıklar hakkında TCK"nın 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4369 sayılı Yasa ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, aynı eylemin düzenlendiği 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde ise üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü nazara alındığında, 2006 takvim yılında sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarının cezasının alt sınırının 18 ay hapis olduğu gözetilmeden, temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak takdir edilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
d) 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.