14. Hukuk Dairesi 2018/60 E. , 2018/4369 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.06.2017 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.11.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına konu edilen payın iptali ve davacı adına tescili isteğine ilişkindir.
Davalı, taşınmazın fiilen taksim edildiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazda paydaşlar arasında önceden beri gelen kullanım ve fiili durumun aynen devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 29.03.2016 tarihli, 2015/1098E, 2016/3740 K sayılı ilamı ile ""... davacı dava değerini 1.300.000,00 TL olarak belirterek önalım nedeniyle ... iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Dava konusu taşınmazdaki payın mülkiyetinin naklini sağlayan ... resmi senedinde 1.300.000,00 TL bedel ödenerek edinildiği anlaşılmıştır. Ancak kendini vekille temsil ettiren davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmiştir. Dava reddedildiğine göre davalı yararına dava değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir..."" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, davalı kendisini vekille temsil ettirildiğinden avukatlık ücret tarifesi gereğince takdiren 62.950,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, mahkemece 15/10/2014 tarihinde verilen kararda diğer hükümler kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hüküm olup, bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece, davanın bozma öncesine ilişkin hususları da kapsar şekilde hüküm tekrarı yapılması gerekirken, bu husus gözetilmeden, 15/10/2014 tarihinde verilen kararda diğer hükümler kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.