8. Hukuk Dairesi 2014/12388 E. , 2015/11710 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Borçlu vekili İcra Mahkemesi"ne başvurusunda: vekil edeni aleyhine menfi tespit ilamına dayalı olarak takip başlatıldığını, takibe konu ilamın kesinleşmediğini, kesinleşmeden icra edilemeyeceğini, bu nedenle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, takip konusu İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin ... Esas .. Karar sayılı ilamının kesinleşmemiş olduğu, İİK"nun 72/4 maddesi gereğince, bu tür ilamların infazının kesinleşme koşuluna bağlı olduğu, kesinleşmemiş bir hükme dayalı olarak vekalet ücreti ve yargılama giderinin de tahsil edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile şikayetin kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Menfi tespit ilamları, İcra ve İflas Kanunu"nun 72/5. maddesi karşısında kesinleşmeden takibe konulamaz. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin, ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin de ayrıca takibe konu edilmeleri söz konusu olamaz.
Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi tespit davası sonunda alınan ilam, yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümleri, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez. (HGK. 07/11/1990 tarih, ... Esas, .. Karar sayılı kararı, Dairemizin 28/04/2014 tarih ... Esas, ... K arar sayılı kararı)
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; Alacaklı .... tarafından borçlu .... aleyhine İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 05.12.2012 tarih ve .- . Esas - Karar sayılı kararına dayanılarak 29.01.2014 tarihinde ilamlı
takip başlatıldığı dayanak ilamda; “Davanın kabulüne... 4 adet senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, alacaklının kötü niyeti sabit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verildiği, iş bu ilamın kabule ilişkin bölümünün davalı .... tarafından, redde ilişkin bölümünün ise davacı ..... tarafından temyizi üzerine; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 14.05.2013 tarihli kararı ile davalının temyiz itirazlarının reddine, davacının icra inkar tazminatına ilişkin temyiz itirazlarının ise kabulüne ve hükmün davacı lehine bozulmasına karar verildiği, iş bu karara karşı davalı tarafından karar düzeltme yoluna gidildiği ve Daire"nin 28.11.2013 tarihli kararıyla; davalının karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, dayanak ilamın takip tarihinden önce 28.11.2013 tarihinde kesinleştiği kuşkusuzdur
O halde, Mahkeme"ce, menfi tespit isteminin kabulüne ilişkin ilamın takip tarihinden önce kesinleştiği nazara alınarak şikayetin reddine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ:Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.