16. Hukuk Dairesi 2016/13471 E. , 2019/8654 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 145 ada 13 parsel sayılı 2.240,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, mahalli bilirkişiler ve tanık beyanlarından, taşınmazlar arasındaki erik ağacının sınır olduğu, ancak tam olarak yerinin gösterilmediği, söz konusu yerde iki adet duvarın bulunduğu, alt taraftaki duvarın önceden mevcut olan evin arka tarafına tekabül ettiği, üst taraftaki duvarın ise eski evin saçak kısmı ve mahremiyet alanı olduğu, kadastro tespitinde de üst taraftaki duvarın sınır olarak esas alındığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi, taşınmazda bulunan erik ağacının davacıya ait olduğunu, dava konusu taşınmazda iki adet duvarın bulunduğunu ve erik ağacının bu iki duvar arasında bulunduğunu, alttaki duvarın taşınmazlar arasındaki sınır olduğunu; tespit bilirkişisi, taşınmazın sınırındaki erik ağacının davacıya ait olduğunu; davacı tanığı, evin yukarısında duvar bulunduğunu, bu duvarın taşınmazlar arasında sınır olduğunu; diğer davacı tanığı, alt taraftaki duvarın taşınmazlar arasındaki sınır olduğunu ve davalı tanığı ise, üst taraftaki duvarın taşınmazlar arasındaki sınır olduğunu, erik ağacının bu duvarın alt kısmında olup davalıya ait olduğunu belirtmiş olmalarına rağmen, bu beyanlar nazara alınarak, sınır oluşturduğu belirtilen duvar, erik ağacı fen bilirkişi raporunda gösterilip, krokiye işaretlenmediğinden yapılan keşfin takibine ve denetlenmesine imkan bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazlar arasındaki sınırın neresi olduğu sorularak doğru olarak belirlenmeli, beyanlarda bahsi geçen ev, erik ağacı, alt duvar ve üst duvar yerinin gösterilmesi istenilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi izlemeye olanak veren, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarında geçen nokta, yer ve sınırların (ev, erik ağacı, alt duvar ile üst duvar) işaretlendiği rapor ve harita düzenlemesi istenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olması halinde çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.