4. Hukuk Dairesi 2015/16025 E. , 2016/1922 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat .... tarafından, davalı ... aleyhine 19/09/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava şartı yokluğundan davanın reddine dair verilen 08/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili Avukat ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kasten adam öldürmeye teşebbüs nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istem dava şartı yokluğundan reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı, davalının haksız eylemi nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, 08/07/2015 günlü celsede davacı ve vekilinin hazır olmadığı, bir önceki celse kesin süre verilerek yerine getirilmesi istenen ara kararının davacıya tebliğ edildiği ancak gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi için .... kurumuna sevk edildiği ve rapor alındığı, 612,75 TL tutarındaki .... Kurumu ücretinin yatırılması gerektiği, davacı vekiline 20/02/2015 tarihli celsede ücretin gelecek celseye kadar yatırılması için kesin süre verildiği, 15/04/2015 günlü celsede ise davacı vekilinin meslekten men kararı olduğu anlaşılarak davacı asile duruşma günü ara kararının tebliği ile 612,75 TL tutarındaki .... Kurumu ücretinin yatırılması için tebliğden itibaren iki haftalık kesin süre verilmesine karar verildiği, 08/07/2015 günlü celsede ise davacı taraftan gelen olmadığı belirlendikten sonra .... Kurumu raporu ve ara kararının tebliğ edildiği ancak gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
11/01/2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanun"un 3. maddesiyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine eklenen 2. fıkraya göre; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.""
Tebligat Kanununun uygulanmasına dair yönetmeliğin bilinen adreste tebligat başlıklı 16/2.maddesinde ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."" denilmiştir.
01/10/2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"da gider avansı ve delil avansı ayrı ayrı düzenlenmiştir. Kanun"un 120. maddesi “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığı dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir” biçiminde düzenlenmiş, gider avansının yatırılmasını 114/g maddesinde dava şartları arasında saymıştır. Bu düzenlemenin yapılmasındaki amaç, gerekli masrafların yatırılmaması nedeniyle davaların gecikmesinin önüne geçmektir.
Aynı Kanun"un 324. maddesinin başlığı ise delil ikamesi için avans olup “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler...Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır” biçiminde düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere HMK gider avansı yatırılmaması ile delil avansı yatırılmamasını farklı sonuçlara bağlamıştır.
Somut olaya gelince; davacı adına çıkartılan tebligatta duruşma günü ara kararı ve bilirkişi raporu tebliğ olunur denildiği, vekilinin vekillikten men kararı olması nedeniyle davayı bizzat takip etmesi veya kendisini bir başka vekil ile temsil ettirmesi gerektiğine dair açıklama olmadığı, tebligatın daha önce davacıya herhangi bir tebligat yapılmamış olan adresine mernis şerhi verilerek yapıldığı, bu durumda Tebliğ memuru tarafından en yakın komşuya, yönetici veya kapıcıya haber bırakılmadan tebliğ işleminin yapıldığı, daha önce kendisine hiçbir tebligat yapılmamış olan davacıya çıkartılan tebligatın ilgili kanun ve yönetmelikteki gereken şartları taşımadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ayrıca davacı vekili tarafından dava açılırken 694,80 TL gider avansı yatırılmıştır. Davacı asil .... Kurumuna sevk edilerek geçici ve sürekli iş göremezlik oranı belirlendikten sonra rapor ile birlikte gelen 612,75 TL tutarındaki faturanın öncelikle dava açılırken alınan gider avansından karşılanması, eksik kalması halinde eksik olan tutarın belirlenerek bu tutarın tamamlattırılması gerekir. Nitekim hüküm fıkrasında kullanılmayan gider avansının iadesine karar verilmiş olması nedeniyle dosyada gider avansı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bunun yanında dayanılan delillerin toplanması için gerekli giderin HMK 324. maddede düzenlenen delil avansı adı altında ödetilmesi öncelikle gereklidir. Kaldı ki davacı taraftan kimsenin gelmediği celsede davalıya, davayı takip edip etmediği sorulmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.