Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12391
Karar No: 2015/17594
Karar Tarihi: 07.10.2015

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/12391 Esas 2015/17594 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2015/12391 E.  ,  2015/17594 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

    ... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 2. Aile Mahkemesi"nden verilen 17.12.2013 gün ve 131/871 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:




    Davacı vekili; evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu taşınmaza ilişkin alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm süresi içerisinde her iki taraf vekilince temyiz edilmiştir
    1- Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
    Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 sayılı TMK 227 m). Denkleştirme(TMK 230 m) hariç, tasfiyeye konu malvarlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK 227/1 m). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacak miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler (TMK 227/2 m). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır.
    Artık değere katılma ve değer artış payı alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye anı karar tarihidir.
    Yukarıda değer tespiti, belirleme ve hesapların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
    Somut olaya gelince; eşler, 06.06.1982 tarihinde evlenmiş, 05.11.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 13.12.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı(743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 1452 ada 4 parsel 14 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 15.07.2005 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m).
    Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK 222. m).
    Yukarıda açıklandığı gibi; alacak takibine konu (14) numaralı bağımsız bölüm " edinilmiş mal " niteliğindedir. Davacı bu taşınmazdan hem " değer artış payı alacağı " hem de " katılma alacağı " talep etmektedir. Davalı ise taşınmazın alımında kişisel birikimi ve işyerinden ayrıldığında kendisine ödenen kıdem tazminatının kullanıldığını belirterek, taşınmazın tamamen " kişisel malı " niteliğinde olduğunu savunmaktadır. Toplanan delillerden; (14) numaralı bağımsız bölümün alımında hem davalının kıdem tazminatının, hem de davalı eş adına tapuya kayıtlı 1994 yılında satın alınan 08.11.2005 tarihinde satılan dava dışı (3) numaralı bağımsız satış bedelinin kullanıldığı sabit olmuştur. Mahkeme"ninde kabulünde olduğu ve bilirkişi raporunda belirtildiği gibi; dava konusu 14 numaralı meskenin alımında kullanılan dava dışı 3 nolu bağımsız bölümün alım tarihi olan 1994 yılına kadar tarla, hayvan işleri, mevsimsel ev kadayıf üretimi işlerinde çalışmak suretiyle davacı kadının katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Ne var ki dava dışı (3) nolu bağımsız bölümün alım tarihi olan 1994 yılındaki gerçek bedeli yerine; bilirkişice hesaplamada tapu evrakında gösterilen değerin esas alınması doğru olmamıştır. Mahkemece; öncelikle dava dışı 3 nolu bağımsız bölümün gerçek satın alım bedelinin tespiti ve buna göre katkı oranının tespiti gerekmektedir. Bu yön gözetilmeksizin verilen karar doğru olmadığından bozulması gerekmiştir.
    3- Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davalı kocanın emekli olması nedeniyle aldığı 39 bin TL kıdem tazminatının evlilik birliği içerisinde dava konusu taşınmazın alımında çekilen banka kredisinin kapatılmasında kullanıdığı kabul edilmelidir.
    Kıdem tazminatı, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1475 sayılı İş Kanununun 14.maddesi uyarınca, en az bir yıl süre çalıştıktan sonra ayrılan işçiye, işveren tarafından, çalıştığı her bir tam yıl için ücretinin otuz günlük tutarı kadar ödenen tazminattır. Kıdem tazminatını hak etmek için, en az belirtilen süre kadar çalışmak ve yasada açıklanan koşullarda iş akdinin sona ermesi yeterli olup, prim ödenmesine ihtiyaç duyulmamaktadır. Başka bir anlatımla, geçmişe dönük çalışma karşılığında ve çalışma süresiyle orantılı olarak ödenen primsiz tazminat sistemidir.
    743 sayılı TKM"nin 170. maddesi uyarınca, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin çalışmanın karşılığı olarak elde edilen gelir ve dolayısıyla hak edilen kıdem tazminatı kişisel mal (TKM 189), 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonraki çalışma karşılığında elde edilen gelir ve hak edilen kıdem tazminatı ise edinilmiş mal grubuna girer (TMK 219/1). Eşin çalışma süresinin hem mal ayrılığı hem de edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlere yayılması durumunda ise, her bir döneme isabet eden çalışma süresi ve gelir durumu esas alınarak oranlama yapılmak suretiyle, kıdem tazminatının kişisel ve edinilmiş olan miktarları belirlenir.
    Somut olaya gelince; Mahkemece, hükme esasas alınan bilirkişi raporunda yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmeksizin ödenen kıdem tazminatının emekli ikramiyesi olarak kabulü ve hesaplamanın buna göre yapılması doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken; davalı eşin kıdem tazminatını hak ettiği işyerindeki çalışmasını, süresini ve ödenen kıdem tazminat miktarını gösteren belgelerin bulunduğu yerlerden getirtilmesi gerektiğinde konunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden rapor alınması da düşünülerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşen sonucu uyarınca karar verilmesidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle davacı yararına ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1.) bentteki nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 741,90 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya ayrı ayrı iadesine, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi