9. Hukuk Dairesi 2015/10387 E. , 2016/3274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 14/11/2007-06/06/2013 tarihleri arasında davalı şirkette eskavatör operatörü olarak aylık 1.575,00 TL net ücret ile çalıştığını, davalı iş yerinde gerekli güvenlik önlemleri alınmadığından iş kazaları meydana geldiğini, özellikle eskavatör operatörlerinin söküğü için 150-200 metre yükseklikteki uçurumun altında çalıştırılmaları nedeni ile son dönemde uçurumdan gelen taş kütlesinin iki operatörün üstüne düştüğünü ve bu iş arkadaşlarının ağır yaralandığını, bu sebeple iş yerinde can güvenlikleri sağlanmadığından BÇM"ye müracaat edeceklerini ifade ettiklerinde işveren tarafından talepte bulunan tüm eskavatör operatörlerinin iş sözleşmelerinin haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, fazla çalışma ücreti ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının çok uzun zamandan beri iş yerinde çalıştığını, aylık net 1.450,00 TL ücret aldığını, çalışılan yerin taş ocağı olduğunu, her ocakta ufak tefek kazalar olabileceğini, şehir içinde çalışanların da böyle kazalar ile karşı karşıya olduğunu, davacının taş ocaklarında çalışmanın masa başında çalışma gibi olmadığını bilerek bu iş yerinde çalışmaya başladığını, bugüne kadar herhangi bir kazaya uğramadığını, eskavatör operatörlerinden herhangi bir şikayet gelmediğini, davacının 3 gün üst üste işe gelmeyip daha sonra da dava açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, fesih şekli ve yöntemi itibari ile iş akdinin tazminat gerektirmeyecek şekilde sona erdiğini ve talep edilen işçilik alacaklarının da ödenmiş olduğunu ispat yükünün davalıda olup, durup dururken ve hiçbir sebep olmaksızın 5 yılı aşkın bir süre davalı iş yerinde çalışan davacının tüm tazminat ve işçilik alacaklarından vazgeçer şekilde iş akdini sona erdirmesinin mantığa, hayatın olağan akışına ve Yüksek Mahkeme içtihatlarına uygun olmadığı, iş akdi sona erdikten sonraki işe gitmemenin fesih sebebi olarak devamsızlık şeklinde değerlendirilemeyeceği, tanık beyanlarından da yapılan işin riskli olduğu ve gerekli güvenlik tedbiri alınmadığı, bu hususta davacının yasal haklarını kullanacağını bildirince işverence iş akdinin haksız şekilde feshedildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi davalı işyerinde haftanın 7 günü 06:40-18.20 saatleri arasında çalışma yaptığını, ancak karşılığının ödenmediği ileri sürüp fazla çalışma alacağı talep etmiş, davalı ise iddianın doğru olmadığını savunmuştur.
Dosyada mevcut bilirkişi kök raporunda, tanık beyanlarına göre davacının haftada 15 saat fazla çalışma yaptığı tespit edilmiş, Mahkemece fazla çalışmanın davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle bu alacak talebi reddedilmiştir.
Dairemizde aynı gün temyiz incelemesi yapılan 2014/29642 E. ve 2015/1984 E. sayılı dosyalarda davacı ile aynı çalışma şartlarında birlikte çalıştığı anlaşılan davacı işçilerin haftalık 15 saat fazla çalışma yaptıklarına yönelik tespitler Dairemizce kabul edilmiştir. Buna göre Mahkemece, davacının fazla çalışma ücreti alacağının haftalık 15 saat üzerinden belirlenip, hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile bu talebin reddine karar verilmesi hatalıdır.
3-Mahkemece hükmün gerekçesinde hafta tatili ve genel tatil ücret alacaklarında 1/3 takdiri indirim yapıldığı belirtilmesine karşın, hafta tatili ücret alacağından % 65 oranında; genel tatil ücret alacağından % 54 oranında takdiri indirim yapılmıştır. Bu şekilde gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması usule aykırı olduğu gibi, yapılan takdiri indirim oranları hakkın özünü ortadan kaldıracak biçimde yüksek olup, içtihatların gözettiği amacı da aşmaktadır. Mahkemece daha makul oranda indirim yapılmalıdır.
4-Hükmedilen miktarların “net” mi yoksa “brüt” mü olduğunun hüküm fıkrasında belirtilmemesinin hükmün infazında tereddüt yaratacağının düşünülmemesi de, ayrı bir bozma sebebidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.