5. Ceza Dairesi 2012/10539 E. , 2014/1048 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 7 - 2008/115088
MAHKEMESİ : Turgutlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2007
NUMARASI : 2006/686 Esas, 2007/409 Karar
SUÇ : Tefecilik
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Tefecilik suçunun, 765 sayılı TCK"nın yürürlükte olduğu dönemde, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03/07/1995 tarih ve 1995/207-236 sayılı Kararında da belirtildiği üzere birden fazla kişiye sürekli ve sistemli bir şekilde faiz karşılığı ödünç para vermek suretiyle çıkar sağlanması, başka bir anlatımla ödünç para verme işinin meslek haline dönüştürülmesi durumunda oluştuğu, suçun yaptırımının ise 2279 sayılı Yasanın 17. maddesinde düzenlendiği,
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 241. maddesinde ise atılı suçun; "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,..." biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde bulunduğu, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen "Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır." hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu,
Dava konusu somut olayda ise; sanığın kazanç elde etmek amacıyla değişik zaman dilimlerinde katılanlara ayrı ayrı ve birden fazla ödünç para verdiği anlaşıldığından, TCK"nın 3 ve 61. maddeleri ile suç kastının yoğunluğu nazara alınarak zincirleme şekilde tek suçtan hüküm kurulması yerine her bir katılana yönelik ödünç para verme eyleminden ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
Kabule göre de;
Kasıtlı suçlardan hapis cezalarına hükmedildiği halde TCK"nın 53/1-2-3 maddelerinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmaması,
Sanığın katılanlar A.. N.. ve A.. G.."e yönelik eylemlerinden dolayı verilen kararlar açısından, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi ve bu maddenin 6. fıkrasına 25/07/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7. maddesi ile eklenen cümle gözetilerek, koşullarının varlığı halinde hükümlerin açıklanmasının geri bırakılması yönünde değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.