9. Hukuk Dairesi 2015/1678 E. , 2016/3272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti, ücret alacağı, hafta tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 20/03/2008-06/06/2013 tarihleri arasında eskavatör operatörü olarak aylık 1.550 TL net ücret ile çalıştığını, işyerinde iki öğün yemek ve iş yerindeki işçi yatakhanesinden yararlandığını, haftanın 7 günü 06:40-18:20 saatleri arasında çalıştığını, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, hafta tatili ücretlerinin ise sadece zamsız kısımlarının ödendiğini, iş akdinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve ücret alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 1.485 TL ücret ile çalıştığını, her ocakta ufak tefek kazaların olduğu gibi davacının çalıştığı iş yerinde de bu tip kazaların olabileceğini, davacının iş yerinde herhangi bir kazaya uğramadığını, davacının işten ayrılmasının asıl nedeninin işten ayrılmayı haklı gösterebilmek için arkadaşları ile birlikte hareket ederek Haziran ayında yapılacak zammı da bahane ederek % 10 daha zam yapılmasını istemeleri olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalıya ait işyerinin taş ocağı olduğu, davacının da bu iş yerinde eskavatör operatörü olarak çalıştığı, dağın altına doğru ilerlendiği için davacının “tehlike var, dağın altına giremem” dediği, davalı işverenin ise iş güvenliği tedbirlerini alması gerektiği halde bir tedbir almadan “bu işler böyle yürür” diyerek davacının iş akdinin işverence haksız şekilde feshedildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazı kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi davalı işyerinde haftanın 7 günü 06:40-18.20 saatleri arasında çalışma yaptığını, ancak karşılığının ödenmediği ileri sürüp fazla çalışma alacağı talep etmiş, davalı ise iddianın doğru olmadığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yılın üç yaz ayında haftada 14 saat, diğer aylarda ise haftada 12 saat fazla çalışma yaptığı belirtilmiş, davalının cevap dilekçesinin ekinde ibraz ettiği bir kısım ödeme belgeleri ve mesai çizelgelerine itibar edilerek ödeme belgesi bulunan aylar dışlanmış ve diğer aylara ilişkin hesaplama yapılmıştır. Ödeme belgeleri ve mesai çizelgelerine karşı davacı taraf; günlük 10 saatlik fiili çalışmanın karşılığının ödenmediğini, 10 saati aşan çalışmaların karşılığının ise ödendiğini beyan etmiştir.
Davalı tarafından sunulan söz konusu ödeme belgeleri ile imzasız mesai çizelgelerinin incelenmesinden, davalı iş yerinde günlük 10 saat çalışmanın normal çalışma olarak kabul edildiği, davacının günlük 10 saatlik fiili çalışma süresini aşan fazla çalışma ücretlerinin ödendiği, ancak 4857 sayılı Yasanın açıklanan hükümleri gereğince fazla çalışmaların, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalar olarak kabulü gerektiği, davacının iş yerinde haftada en az 60 saat çalıştığı ve haftalık 15 saatlik fazla çalışma yaptığı, bu fazla çalışma ücretlerinin ödendiğinin ise, işverence yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca usulünce ispatlanamadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca, Dairemizde aynı gün temyiz incelemesi yapılan 2014/29642 E. ve 2015/1984 E. sayılı dosyalarda davacı ile aynı çalışma şartlarında birlikte çalıştığı anlaşılan davacı işçilerin haftalık 15 saat fazla çalışma yaptıklarına yönelik tespitler Dairemizce kabul edilmiştir. Buna göre Mahkemece, davacının fazla çalışma ücreti alacağının ibraz edilen ödeme belgeleri dikkate alınmadan haftalık 15 saat üzerinden belirlenip taktiri indirim yapılarak hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
3-Hüküm altına alınan fazla çalışma, genel tatil ile hafta tatili ücretlerinin brütten nete çevrilmesi sırasında gelir vergisi ve damga vergisi yanında sigorta priminin ve işsizlik priminin de düşülmesi gerektiğinin düşünülmemesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.