16. Ceza Dairesi Esas No: 2019/1323 Karar No: 2019/4963 Karar Tarihi: 08.07.2019
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/1323 Esas 2019/4963 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 62, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği bu hüküm reddedilmiştir. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı belirlenmiş ve vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı tespit edilmiştir. Ancak, infaza yönelik bir işlem olan denetim süresinin belirlenmesinde hata yapılmıştır ve mükerrir olan sanık hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması kararı yerine, 5275 sayılı Kanunun 108/4. maddesinin uygulama maddesi olarak gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle hüküm 5275 sayılı CMK'nın 303/1-c maddesi uyarınca bozulmuştur. Ancak bu hususun 5271 sayılı CMK'nın 303. maddesi uyarınca düzeltilebileceği ve hükmün sanık hakkındaki sekizinci fıkrasının çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün düzeltilerek onanması gerektiği belirtilmiştir. Kararda yer alan kanun maddelerinin detaylı açıklamasına ise 5237 sayılı TCK'nın 314/2,
16. Ceza Dairesi 2019/1323 E. , 2019/4963 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 62, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca hükmedilen mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK"nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine ancak; 1-Denetim süresinin belirlenmesinin infaza yönelik bir işlem olduğu gözetilerek, 5237 sayılı Kanunun 58/9. maddesi gereğince mükerrir olan sanık hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesiyle yetinilmesi yerine, 5275 sayılı Kanunun 108/4. maddesinin uygulama maddesi olarak gösterilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5275 sayılı CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun 5271 sayılı CMK"nın 303. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükmün sanık hakkındaki sekizinci fıkrasının çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.