15. Hukuk Dairesi 2020/1212 E. , 2020/1082 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, asıl ve birleşen dosya davalısı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde asıl ve birleşen dosya davacısı vekili Avukat ... ile asıl ve birleşen dosya davalısı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla Yargıtay Başkanlar Kurulu"nun 26.03.2020 tarih, 15.04.2020 ve 30.04.2020 tarihli kararları ile en son müzakerelerin 31.05.2020 tarihine kadar ertelenmesine karar verilmiş ise de, erteleme süresince acil, öncelikli ve zorunlu işler ile kurul ve daire başkanlıklarınca uygun görülecek dosyalarla ilgili olarak müzakere ve duruşmaların yapılıp yapılmayacağı hususu kurul ve daire başkanlıklarının takdirine bırakılmış olup, eldeki davanın duruşmalı temyiz edilerek duruşması da yapılmış olmakla Daire Başkanlığınca Yargıtay Kanunu da dikkate alınarak işin acil ve öncelikli incelenmesi gerektiği takdir edilerek
bu kere dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tapu iptâli ve tescil, iki ayrı icra takibinin toplam 8.223,77 Euro’luk (5.613,96 Euro + 2.603,81 Euro) kısmından borçlu olunmadığının tespiti taleplerine, birleşen dava ise arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tapu iptâli ve tescil taleplerine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise arsa sahibidir.
Davacı vekili, asıl davada taraflar arasında akdedilen 12.11.1998 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre davalı arsa sahibine 12 adet villa ve 10 adet dairenin iskan ruhsatı alınmış şekilde 31.12.2001"de teslim yükümlülüğü altına girilmesine rağmen inşaatın gecikilerek tamamlandığını, 18.07.2013 tarihinde 12 adet dublekse ait iskan ruhsatlarının alındığını ve dairelerin 06.01.2014 tarihli ihtarla teslim alınması istenmesine rağmen davalı tarafça teslim alınmadığını, sözleşmeye göre karşı edim niteliğinde olan arsa tapularının devredilmediğini beyan ederek, davalı arsa sahibince devri gereken taşınmazların tapularının iptâli ile davacı yüklenici adına tescilini, arsa sahibinin gecikme tazminatı talebiyle yüklenici kooperatif aleyhine başlattığı icra takiplerinde gecikmeden sorumlu olunmayan 6 aylık dönem için talep edilen 5.613,96 Euro gecikme tazminatından ve temerrüt oluşmadığından istenemeyecek olan 2.603,81 Euro işlemiş faizden dolayı borçlu olunmadığının tespitini, sözleşmeye göre davalı adına tescili gereken bağımsız bölümlerin de davalı adına tescilini; birleşen davada ise asıl davada tescili sehven talep edilmeyen bir taşınmazın tapusunun iptâli ile davacı yüklenici adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davada, davacı kooperatifin söz konusu daireleri fen ve sanat kurallarına uygun olarak tamamlamadığını, teslim süresini geçirerek, eksik ve ayıplı ifada bulunduğunu, mahkemece eksik ve ayıplı ifa ile gecikme tazminatları hesaplanarak birlikte ifaya karar verilmesi ve menfi tespit istemlerinin reddedilmesi gerektiğini belirterek, birlikte ifa kuralı gereğince tapu iptâli ve tescile karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak asıl davanın kısmen kabulü ile; bir kısım taşınmazların davalı adına kayıtlı bulunan tapularının iptâli ile davacı adına tesciline, bir kısım taşınmazlar yönünden davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, birlikte ifa kuralı gereğince 6.183,00 TL"nin işlemiş neması ile birlikte davalı tarafa ödenmesine, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu 12 adet villa ve 9 adet normal dairenin davalı adına tescilinin yapılması gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın ise husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (HMK md. 266/1). Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler (HMK md. 281/1). Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir (HMK md. 281/2). Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir (HMK md. 281/3). Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir (HMK md. 282/1).
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 297. maddesinde hükümde yer alması gereken hususların neler olduğu düzenlenmiş olup, maddenin 2. fıkrasına göre; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, bu kuralın yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkrası bakımından da geçerli olduğu aşikardır.
Yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir (HMK 332/1). Yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir (HMK 332/2). Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir (HMK 326/1). Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme
yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir (HMK 326/3).
Açıklanan bu ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece yargılama sırasında birden fazla bilirkişi raporu alınarak tapu iptâl ve tescil talep edilen taşınmazların değerleri belirlenmiş olup, alınan bilirkişi raporları yeterli görülmediği taktirde yeniden bilirkişi raporu alınması yerine, dava ile direkt ilgisi olmayan ve başka bir mahkemede görülen Konya 3. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2014/310 Esas sayılı dosyada kıymet takdirine itiraz sebebiyle bir kısım taşınmazlar yönünden alınan bilirkişi raporundaki değerlere itibar edilerek yargılama giderlerinin hesap edilmesi ile yargılama giderinin, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümünün hüküm altında gösterileceği kuralına uyulmayarak, yargılama giderlerinin denetime elverişli şekilde dökümü yapılmaksızın belirlenmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan davalı arsa sahibi cevap dilekçesinde "birlikte ifa kuralı uyarınca karar verilmesi" gerektiğini belirtmesine ve mahkemece birlikte ifa kuralı uyarınca tapu iptâl ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesine rağmen davalı arsa sahibinin harç ve yargılama giderlerinden gerekçesi açıklanmaksızın sorumlu tutulması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 2.540,000"ar TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 437,00 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden asıl ve birleşen dosya davacısına, 437,00 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden asıl ve birleşen dosya davalısına iadesine,
karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.05.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.