11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/826 Karar No: 2018/3970 Karar Tarihi: 26.04.2018
Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/826 Esas 2018/3970 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/826 E. , 2018/3970 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet HÜKÜM : Sanık ... hakkında: Mahkumiyet Sanık ... hakkında: Temyiz talebinin reddi
I- Sanık ..."ün hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde: Sanığın yokluğunda verilip, sorgusunda bildirdiği adresine usulüne uygun şekilde 20.01.2015 tarihinde tebliğ edilen hükmü, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süresinden sonra sanığın 29.06.2015 tarihli dilekçe ile temyiz ettiği anlaşılmakla, yasal süresi geçtikten sonra vaki temyiz talebinin reddine dair mahkemenin 09.07.2015 günlü ek kararında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanığın bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle kararın istem gibi ONANMASINA, II- Sanık ..."nin hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Sanığın yokluğunda verilen kararın, aynı zamanda bilinen en son adresi olan MERNİS adresine öncelikle Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliği gerekirken, doğrudan Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle sanığın öğrenme üzerine 05.02.2015 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede: 1- Sanığın 2010, 2011 ve 2012 takvim yılında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, her ne kadar sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, sanığın suçlamayı kabul etmemesi ve suça konu fatura asılları/onaylı örneklerinin dosya içerisinde bulunmaması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, öncelikle sahte fatura düzenlemek suçunun oluşabilmesi için sahte faturaların 213 sayılı VUK"nın 230. maddesinde sayılan zorunlu unsurları taşıması gerektiği aksi takdirde ilgili Kanunun 227/3. maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılacağı cihetle, ilgili takvim yıllarına ait sahte fatura asılları ya da onaylı örneklerinden kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulmasından sonra, yasada öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin incelenmesi, sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan kişi veya şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı araştırılıp, yapılmış ise haklarında düzenlenen vergi inceleme ve sair raporların onaylı suretleri getirtilerek incelenmesi, kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde dava dosyasına intikali sağlanarak ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması, faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanık ... ile temyiz dışı sanık ..."ü tanıyıp tanımadıkları saptandıktan ve faturalar üzerinde yer alan yazı ve imzaların adı geçen sanıklara aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabul ve uygulamaya göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, gerekçesine göre bozma kararının hakkında mahkumiyet hükümleri kesinleşen sanık ..."e de sirayet ettirilmesine, 26.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.